Sayfalar

24 Nisan 2012 Salı

BMW'nin doguşu

BMW’nin hikayesi bir uçak motorları firmasında başlar. Tarih 1916′dır ve yer Bayerische Motoren Werke firmasıdır. 1930′lara kadar BMW’nin ana üretim tesisi olan bu şirket ilk başta EMW markasıyla üretmeye başlamıştı. Üretimi durdurmaları için yapılan baskılardan sonra “E”yi “B” harfine çevirince şirket, BMW ismi doğmuştu. Eski uçakların pilotları pervaneler önünde dönerken bir şey dikkatlerini çekmiştir; mavi beyaz bir renk dalgası oluşuyordur. Bu renk dalgasının verdiği ilhamla bunu bir logoya uygulamak istediler. Mavi ve Beyazlardan oluşan dört çeyrek üzerine BMW yazılan bu logo aslında Bavarian firmasının bayrağından alıntıydı. Bu logonun bir arabada kullanılması ama 13 sene sonradır.


Birinci dünya savaşından sonra BMW’nin uçak motoru üretmesi yasaklanınca, bu firma motorsiklet motoru üretmeye başlarlar ve 1923 yılında kendi motorsikletlerini üretirler. 1928′de Eisenach’ın Dixi Werke’sini satın alarak genişleyen BMW, 1929′daki büyük buhranın getirdiği ekonomik durumdan ötürü DA1′nin spor modeline odaklanıp diğer işlerinden çekilmek zorunda kaldı. Bu modelin adı BMW Wartburg olacaktı. Bu modelde siyah alanda büyük harflerle BMW yazıyordu.

1950′lere geldiğinde fırtınalı günler atlatılmış, ikinci dünya savaşının etkisi yavaşlamaya başlamıştı. 1962 yılında BMW 1500 Saloon versiyonunu çıkaran Alman sanayici Herbert Quandt tarafından kurtarıldı. Buda bugün bizim bildiğimiz yüksek sürücü tatminine önem veren BMW’nin doğuşu oldu. Bu yeni dönemde logo da revize edildi ve 1999 yılına kadar kullanılan o meşhur logo tasarlandı. 1999 yılından sonra bu logo üç boyutlu hale getirilerek kullanılmaya başladı.


17 Nisan 2012 Salı

SATIŞ?


 Toplumuzda ki satış ve pazarlama algısı, genel olarak ayırt edilmeyen ve bonus saç kıvrımları gibi iç içe geçmiş çözümlenmesi zor düğümlere benziyor. Bir çok sektörde yatırımcılar tarafından bile bu iki kavram halen tam olarak algılanmamaktadır. Toplumumuzda ki bu yaklaşımın altında, ver parayı al malı, parayı veren düdüğü çalar zihniyeti yatmaktadır.
Oysa satış; Profesyonel satışçılar için bir yaşam biçimidir.
Başarılı bir satışçı, önce kendisini, ardından çalıştığı firmayı ve sonrasında ürününü en iyi şekilde sunmakla mükelleftir.
Öncelikle bu iki tanımı ve yapılan işi biraz tarif etmek, sizin satış algınıza yönelik hedef belirlemeniz için faydalı olur diye düşünüyorum.
Satış ve Pazarlama arasında ki fark kavramı;
Pazarlama fikir ile başlayan, fikrin yatırıma dönüştürülüp hedef kitleye servis edilme anına kadar yapılan çalışmaların tümünü kapsamaktadır. Elbette devamlılık arz eden ticaretin olmazsa olmazıdır pazarlama.
Satış ise bir ürün veya hizmetin müşteri tarafından satın alınarak parasının ödenmesidir bir başka deyişle faturalandırılmış bir ürün veya hizmetin paraya dönüşmesidir. Pazarlamanın bir çok segmentleri olduğu gibi satışında kendi yapısı içinde dalları vardır.
Satış öncesi, satış anı ve satış sonrası gibi temel örnekler verecek olursak satışın olmazsa olmazları olan üç temel adımın altında bile bir çok adım sıralamak mümkündür.
Elbette satış ve pazarlama konusunu bütün yönleri ile bu yazıya sığdırabilmek mümkün değildir.
Satış ile ilgili daha belirleyici bir örnek verecek olursak;
Gündelik yaşamda kullandığımız bazı kavramlar, subjektiftir. Satış; bireyin kültürü, düşünceleri, duyguları, uğraşı alanı ve mesleğine göre farklı şeyler ifade edebilmektedir.
Satış Nedir?
Diye sorduğumuzda, profesyonel bir satışçıya göre anlamı ile müşteriye göre anlamı, subjektif olarak değişebilir.
Satış ile ilgili aşağıda bir kaç basit örnek verecek olursak siz nasıl algılarsınız acaba?
Sizce hangi tanım daha doğrudur?
1. Satış, satıcı ile alıcı arasında bir malın alıcıya verilmesi, bunun karşılığında bir fiyat, bir değer alınması yoluyla yapılan işlemdir.
2. Satış, insanları anlama sanatıdır. Alıcının bakış açısını ön görerek, mantıksal yaklaşım ve faydalı anlatımla karşıdaki insana güven verme yoluyla, samimi bağlantı kurarak, doğru sorular sorarak, müşterinin öncelik algısını değiştirebilme yeteneğidir.
3. Satış, ihtiyaçların karşılanması için belli bir bedel karşılığında mal ve veya hizmet satışı / satınalınmasını sağlamaktır.
Profesyonel bir satışçı için, satışın ne anlama geldiği ile bir tüketiciye göre satışın ne anlattığının yorumları farklı olabilir. Tezgahtara göre satış, gelir kazanmaya yönelik çalışma ve emek, tüketiciye göre ise ihtiyaçlarının temin edilmesidir.
Burada kişi, tezgahın arkasında mı? Yoksa tezgahın önünde mi? Sorusu ön plana çıkıyor.
Tezgahtar, sattığı ürünün fiyatını, özelliklerini, sağladığı faydayı, ödeme şekline ve miktarına göre ne kadar indirim yapabileceğini bilmesi, tüketiciye göstereceği yaklaşım, anlayış, güler yüz performansını etkiler.
Tüketiciye göre ise ihtiyaçları, bütçesi, zevkleri ve zamanın modası vb. faktörler satın almasını etkiler.
Verdiğim kısa örneklere bakıldığında satışın kendi başına bir sanat olduğunu görmemiz mümkün.
Satış bir diğer yönü ile duygu işidir. Bu nedenle ben dünya’da ki en iyi satışçıların siyasetçiler olduğuna inanıyorum.
Bir siyasi parti liderini düşünün! Seçim kampanyası çerçevesinde meydana çıktığında seçmenlere hitap etme esnasında ki duruşu, ses ritmi, proje vaadleri vb. bir çok konuda kendini, fikirlerini, idolojisini seçmene nasıl sattığını görmek aslında satışın önemini anlamak için oldukça yeterlidir.
http://www.habermerkezi.se/bm/satis-nedir

PAZARLAMA DÜNYASI NEREYE GİDİYOR

         

Şu bir gerçek ki, oranları ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, genç nüfustan çok, yaşlı nüfus artmaktadır. Her birkaç saniyede, bir kişi ellili yaşlara adım atıyor. Bununla birlikte, yeni nüfus, daha bilinçli, daha entelektüel birikime sahip olarak yaşamına devam etmektedir. Pazarlama dünyası, her ne kadar, geçmişten bu yana bütün stratejilerini genç nüfus üzerine kurgulasa da, yaşlı nüfus, yakın tarihte genç nüfusu geçeceğe benziyor. Gerçipazarlama dünyasının kimi uzmanları, bu değişimin farkına vararak, dikkatleri bu tarafa doğru çekmekte çalışıyor ama bu gidişat, yakın bir tarihte epey hız kazanacağa benziyor.Pazarlama dünyasının bu nüfusa yönelik proje üretmesi, bu tip insanların yaşamlarına hitap edecek satış taktiklerini oluşturulması, gelmekte olan süreçlerden biri olarak görünmektedir. Bu durum yakın zamanda, firmaların mal ve hizmet üretiminde, çeşitli değişikliklerin olacağı anlamına gelirken, bunların reklamlarının da, bu kesime ulaşılabilecek yeni mecralarda kullanılacağı anlamına gelmektedir. (http://www.habermerkezi.se/bm/pazarlama-dunyasi-nereye-gidiyor.html)