19 Şubat 2010 Cuma

İstanbulll

ISTANBUL'un TARIHÇESI VE FETHI


Istanbul'un tarihi 300 bin yil önceye kadar uzanir. Küçükçekmece gölü kenarinda bulunan Yarimburgaz magarasinda yapilan kazilarda insan kültürüne ait ilk izlere rastlanmistir. Bu dönemde gölün çevresinde Neolitik ve Kalkolitik insanlarin yasadigi sanilmaktadir. Çesitli dönemlerde yapilan kazilarda, Dudullu yakinlarinda Alt Paleolitik Çag'a, Agaçli yakinlarinda ise, Orta Paleolitik Çag ile Üst Paleolitik Çag'a özgü aletlere rastlanmistir. 5000 yillarindan itibaren basta Kadiköy Fikirtepe olmak üzere Çatalca, Dudullu, Ümraniye, Pendik, Davutpasa, Kilyos ve Ambarli'da yogun bir yerlesimin basladigi sanilmaktadir. Ama bugünkü Istanbul'un temelleri M.Ö. 7. yüzyilda atilmistir. M.S. 4. Yüzyilda Imparator Constantin tarafindan yeniden insa edilip, baskent yapilmis; o günden sonra da yaklasik 16 asir boyunca Roma, Bizans ve Osmanli dönemlerinde baskentlik sifatini sürdürmüstür. Ayni zamanda, Imparator Constantis ile birlikte Hristiyanligin merkezlerinden biri olan Istanbul, 1453'te Osmanlilar tarafindan fethedildikten sonra Müslümanlarin en önemli kentlerinden biri sayilmistir
Istanbul'da Tarihi Yerlerin Listesi:

Gotlar Sutunu -Çemberlitas -Beyazit Meydani -Süleymaniye Camii -Kapali Çarsi -El Isi Türk Halilari -Kariye Müzesi -Tekfur Sarayi -Sehir Surlari -Yedikule -Eyüp Sultan Cami -Haliç -Misir Çarsisi -Valide Cami -Rüstempasa Cami -Galata -Galata Kulesi -Mehter -Dolmabahçe Sarayi -Resim Heykel Müzesi -Deniz Müzesi -Yildiz Sarayi -Çiragan Sarayi-Beylerbeyi Sarayi -Anadolu Hisari -Rumeli Hisari -Kiz Kulesi

Afyonkarahisar

Afyonkarahisar Tarihi Eserler Ve Turistik Bilgiler

Afyon, beş bin senelik bir yerleşim merkezidir. Tarihi eserler bakımından çok zengindir. Hitit ve Frigyalılara ait tarihi kalıntılar, Selçuklu ve Osmanlı devrine ait zengin eserler vardır. Kaplıcaları dolayısıyla turizm bakımında da hareketlidir. Tarihi ve turistik eserlerinden bazıları şunlardır : Afyon Kalesi: Afyon Kalesini Etiler yapmış ve Frigyalılar tamir ettirmişlerdir. Kale savunma bakımından olduğu gibi manzarası ve heybeti bakımından da göze çarpıcıdır. Kale 226 m yüksekliktedir.
Toprakkale: Şuhut’a 6 km uzaklıktaki Senir köyü yakınlarındadır. 2000 metre yükseklikte bir tepenin üzerindedir. Günümüze yıkıntıları kalmıştır.


Ulu Cami: Selçuklu devrinin şehirdeki en önemli eseridir. Selçuklu valisi Sahib Ata Fahreddin Ali’nin oğlu Nusreddin Hasan Bey tarafından 1273 tarihinde yapılmıştır. Mimarı Emirhac Beydir. Caminin içindeki nakışlar Nakkaş Mahmud oğlu Hacı Murad’a aittir. Sonra yapılan tamiratta ilk şekil muhafaza edilmiştir.

Arasta Mescidi: 1355’te Hacı İsmail bin Mehmed tarafından yaptırılmış olup, dükkanlarla çevrili olduğundan, Arasta Mescidi diye meşhur olmuştur. Kare biçimindedir. Minaresi kısa ve tek şerefelidir. Caminin kubbesi dört duvar üstüne oturtulmuştur.


Mısri Camii: 1483’te Sakkancıoğlu Evliya Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kesme ve moloz taştandır. İki büyük kubbeyle örtülüdür. Mihrabında mavinin çeşitli tonlarında çiniler vardır. Minberi mermerdendir. Caminin yanında Akşemseddin’in halifesi Abdürrahim Karahisari’nin türbesi vardır
 
Bolvadin Rüstem Paşa Camii: Sadrazam Rüstem Paşa tarafından, Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Sultan Abdülmecid Han zamanında tamir görmüştür. Üzeri sekiz pencereli bir kubbeyle örtülü olup, kalem işi süslerle bezenmiştir.

URFA - BALIKLI GÖL

                         
   Urfa şehir merkezindeki göl kutsal balıkları ve çevresinde bulunan tarihi eserlerle çok turist çeken bir yöredir.Süper bir şehirdir,buram buram tarih kokan şehirdir,kültürüne bağlıdır urfa. Göldeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edilerek yenilmemektedir balıklı gölde. Eski bir rivayete göre Anadolu toprakları tümü işgal durumuna düşerse bu kutsal balıklar melek asker olup,kurtuluş savaşlarına katılacağına inanılıyor. Kutsal balıklara da asker balık deniliyor.Bunun gibi birçok sözler,rivayetler dinledim Urfa'ya yolum düşmeden önce,fakat Şanlıurfa'yı kendi gözlerimle gördüğümde söylenenlerin yazılanların ne kadarda eksik az olduğunu farkettim.
   Şanlıurfa gezdiğim birçok şehirden çok daha fazla etkiledi beni.Özellikle tarih kitaplarını okurken kafanız içinde kurguladığınız o hayal ettiğiniz şehrin sanki aynısı.Sanki siz tarih kitabını okurken birisi kafanızın içine girmiş kurgularınızın fotolarını çekmiş ve Urfa'yı bu fotoya göre tasarlamış.İnsanların sıcak kanlılığı,kültürüne olan bağlılığı insanı hayran bırakıyor.Şehri gerçekten anlatamazsınız yani ben anlatamam kesinlikle görülmesi gereken bir yer,herşeyden önce balıklı göl insanı resmen kilitliyor ve kendisine aşık ediyor.Sizde farketmişsinizdir şehir hakkında şurda şu var burda bu var diyemiyorum sadece duygularımı paylaşıyorum çünkü söylediğimde büyüsü bozulacak gibi geliyor bana o yüzden en büyük tavsiyem Urfayı 1 günde olsa yaşayın..  

Tekirdağ

                                  
ÜÇ KEMALLER DİYARI TEKİRDAĞ

Tekirdağ ve topraklarını “Üç Kemaller Diyarı” olarak nitelemek yanlış olmaz. Atatürk’ün hürriyet aşkının ilk kıvılcımlarını aldığı vatan ve özgürlük şairi Namık Kemal Tekirdağ’lıdır. İkinci Kemal, Mustafa Kemal Atatürk’tür. Topraklarını önemli tarihsel olaylarla ilgili olarak beş kez şereflendirdiği Tekirdağ’da; 23 Ağustos 1928 tarihinde harf devrimi ile ilgili olarak Tekirdağ ve Tekirdağ’lılardan memnunluğunu şu içten sözlerle ifade ediyordu; “…az zaman sonra ve Türk harfleriyle, göz kamaştırıcı Türk manevi inkişafının vasıl olabileceği kudret ve itibarın beynelmilel seviyesini gözlerimi kapayarak şimdiden o kadar parlak görüyorum ki, bu manzara beni gayşediyor (Kendimden geçiriyor). Ben yalnız bu gün Tekirdağlılarda sezdiğim ruh ve hissihalete, yalnız buna dahi istinaden kat’i olarak beyan edebilirim ki, bütün Türk Milleti bu mesele de benim gördüğümü, benim hissettiğimi aynen görmekte ve hissetmektedir...”

“Üç Kemaller Diyarı Tekirdağ” derken, üçüncü Kemal, gene Balkanlar’da (Üsküp) doğmuş büyük şair Yahya Kemal Beyatlı’dır. Kendisi; Atatürk döneminde 1 Mart 1935’te V.Dönem ve 3 Nisan 1939’da VI.Dönem Tekirdağ Milletvekilliğini yapmış, Tekirdağ’a olan bağlılığını ve ilgisini şiirinde “Fetihler Ufku Tekirdağ” sözleriyle ifade etmiştir. İşte bu nedenle Tekirdağ’dan “Üç Kemaller Diyarı Tekirdağ” diye söz etmek yanlış ve anlamsız sayılmamalıdır

izmir-Agora

İZMİR;
   İzmir benim ikinci memleketim gibi,belki izmir doğumlu değilim ama annemin izmirli olması ve yıllardır izmirde olmamdan dolayı olsa gerek kendimi buraya ait hissettiğim zamanlar çok oluyor.İzmir sıcak kanlı insanlarıyla,güneşiyle,kordonuyla,deniziyle ve kıyı kasabalarıyla gerçekten yaşanacak bir şehir.Fakat izmirin kıymetini kimse bilmiyor gibi;şehirde yenilik adına hiçbir şey yok,bulmak da mümkün değil.Sanki yaşayanlar izmirin hiç gelişmesini istemiyor gibiler.Böylesine güzel bir şehrin güzelliklerini herkese kanıtlamak için şehri bir marka haline getirmek için izmirlilerin ve izmirde yaşayanların daha çok bilinçlenmesi şehre sahip çıkması kültürel güzelliklerini koruması gerektiğine inanıyorum.İzmir de insanın sıkılmak gibi bir durumu asla yoktur; Tarihi kemeraltı çarşısı,Konak meydanı,alsancağı,kordonu,fuar alanı,inciraltısı,agorası ve daha aklıma gelmeyen daha birçok yer...

AGORA
   İzmir'in Namazgah - Tilkilik mevkiindeki Roma dönemine ait devlet agorasının büyük bir bölümü ortaya çıkarılmıştır. 1927 yılında başlayan kazılar sırasında ortaya çıkarılan Poseidon, Demeter ve Artemis heykelleri İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.
     İzmir şehrinin M.S. 178 yüzyılda yaşadığı büyük depremde zarar gören Agora, İmparator Marküs Averlius'un yardımlarıyla yeniden inşa edilmiştir.

16 Ocak 2010 Cumartesi

*Küreselleşme*


KÜRESELLEŞME TANIMI VE ATEŞLEYİCİ FAKTÖRLER:Küreselleşme, en basit tanımıyla para ve malların dünya üzerindeki hareketliliğinin artmasıdır. Robertson, globalleşme sürecinin coğrafi keşifler, güneş merkezli evren teorisi, dünyanın ilk haritasının yapılması, böylece Yer’e ilişkin ilk genellemelerde bulunulması ile başladığını belirtmiştir.
Bugünden bakıldığında Robertson’a hak vermemek mümkün değildir, globalleşme süreç ve eylemlerinin birkaç yüzyıldır sürdüğü görülmektedir (Aslanoğlu, 1996). Küreselleşme yeni bir kavram değildir, onu son 20 yıldır üzerinde bu kadar yoğun olarak yazılıp çizilir yapan 1980’lerin başından beri yaşanan gelişmelerin yarattığı “hız”dır. Bu gelişmelerden küreselleşmeyi ateşleyen üçü, üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerdir.
Üretim teknolojileri geliştikçe pazar ihtiyaçları büyümüş, gelişmiş sanayi ülkeleri pazarlarını dünya çapında genişletme arayışına girmişlerdir. Üretimler ise ücretlerin düşük olduğu, işçilerin olabildiğince az organize oldukları ve devlet desteğinin en yüksek olduğu ülkelere diğer iki teknolojik gelişme aracılığıyla kolaylıkla kaydırılabilmiştir.
Ulaşım teknolojilerindeki gelişmeler malların hareketliliğinin artmasındaki en önemli etkendir. Ulaşımın hızı artarken, maliyeti düşmektedir. Avrupa’da büyük kentlerin birbirine demiryolu ağlarıyla bağlanması gibi dev projeler sonucunda zaman-mesafe matrisleri çok büyük bir hızla değişmektedir.
İletişim teknolojileri diyince akla ilk gelen kelimeler, bilgisayar ve internet olmaktadır. 1980’lerin sonlarına doğru Commodore 64’lerin hızla yayılışı unutulmaz. Bu makinalardaki 64 sayısı, 64 K anlamına gelmektedir. 64 K, bellek büyüklüğünü ifade eden bir sayıdır. Bugünün teknolojisiyle karşılaştırılırsa 6 sayfalık bir Word dosyasına eşdeğer olan bu sayı artık komik karşılanmaktadır. 15 yıl gibi insanlığın teknolojik gelişimi karşısında çok kısa kabul edilebilecek bir zaman diliminde kaydedilen bu ilerleme, küreselleşmenin altyapısını oluşturmaktadır. İnternetin kullanılmaya başlanması ve yaygınlaşması bilginin akış hızına çok büyük bir ivme kazandırmıştır. En basit anlamıyla kütüphane ve kitap kavramlarından uzaklaşılmış, veriler elektronik ortamda saklanabilmeye başlanmıştır. Paranın akışı açısından ise, dünya borsalarında internet üzerinden işlem yapabilmek 1990’ların sonlarıyla gelen bir yeniliktir. Küreselleşmenin ekonomik boyutundan söz edilirken tekrar üzerinde durulacağı gibi, kredi kartları, internet ticareti gibi kavramlarla tehlikeli bir sanal ekonomiye gidiş hızlanmıştır.

*Türk Bayrağı*

Türkiye

   Osmanlı zamanında ve kurtulus savasinda soylenen, sehitlerimizin kanlarının uzerine gokyuzundeki ay ve yildiz vurunca Türk bayrağı ortaya çıktı anlatimlarinin yaninda soyle de bir kac konu var;
Orta asya'daki ve islam'dan onceki Türklerin dini olan şamanizmdeki en buyuk Tanri,gök tanri idi ve bunun yansimalari olarakda ay,yıldız ve gunes kabul ediliyordu. Bu üç öge ile ilgili olarak Türk tarihi,mitolojileri ve resmi olmayan tarihlerinde bazi olaylara da rastlanmaktadir... Oguz han'ın ilk dogan üç cocuğuna bu isimleri verdigi, Osman bey'in ruyasinda hilal seklinde ay gördügü, bunu onemli ve bir isaret kabul edip Osman ogullarinin bu hilal'i kullanmasina karar kildigi bilinmektedir.
Ayrica 10.yuzyil civarlarinda Türklerin islamiyet'e gecisi sonrasinda da,hilal'in islam dinince cok kabul gormus bir simge olmasi da etkili olmustur.
Günes sembolunun ise bazi Osmanli donemlerinde sancak ve bayrak icerisinde kullanilmis oldugunu da hatirlamakta fayda var..
Kırmızı'nın ise, tarih boyunca savaşan Türklerin sehitlerinin kanindan alindigini dusunmekteyim..
Şuandaki bir cok Türk devletinin,kırmızı rengi bayraklarda görmesekte ay ve yildizi kullandigi malumdur..
Son iki cumleyi tamamlayan bir iddia belki de, Türkler ana yonleri belirlemek icin renkleri kullanirlarmis;

kuzey=siyah, guney=beyaz, dogu=gok mavisi, bati=kirmizi seklinde..
buna örnek:Belki de en batidaki Türk uygarligi Türkiye oldugu icin zemin kirmizi olmustur.. kim bilir..

11 Ocak 2010 Pazartesi

*KADINLAR*

Kadınlarda Çekiciliği Yok Eden Hareketler
   Ben farkında bile olmadan yaptığımız hareketler yalnızca erkeklerin gözünde değil, toplumda da hoş görünmememize ve yanlış anlaşılmamıza sebep olabilir. İşte kadınların asla yapmaması gereken hareketler ve dikkat edilmesi gereken konular:
-Asla ağzınız açık bir şekilde sakız çiğnemeyin. Ağzını aça aça sakız çiğneyen kadınların görünüşlerini göz önüne getirin..
-Ter kokusu bir kadını sadece erkeklerden değil toplumdan da uzaklaştırır. Artık ter kokusunu önleyen deodorantlar son derece ucuz ve duş almak da en fazla 5 dakika zamanınızı alacaktır.
-Yemeğinizi yavaş yiyin. Sanki önünüzden kaçıran varmışcasına hızlı lokmalarla yemek hem nahoş bir görüntü ortaya çıkaracak hem de sizi açgözlü biriymiş gibi gösterecektir. Üstelik hızlı yemek kilo aldırır.
-Arkadaşlarınıza ve sevgilinize sürekli hayalinizdeki düğünü anlatmayın, özellikle beyaz atlı prensinizi... Dost meclislerinde evlilik meraklısı evde kalmış kız imajınızdan bahsedilmesi hoş olmaz değil mi?
-Tırnaklarınızı yemeyin. İlk dikkat çeken yer ellerinizdir. Kimse tırnakları bakımsız, biçimsiz bir kadının elinin tutmaktan hoşlanmaz.
-Her yerde, her zaman fazla kilolarınızı, yaptığınız rejimi anlatmaktan vazgeçin. Bu kendinizle barışık olmadığınız düşüncesini uyandıracaktır. Sofraya oturduğunuzda yemeğin kalorisinden değil, lezzetinden bahsetmeniz hem sizin o yemekten keyif almanızı hem de fazla kilonuz olsa bile bununla barışık olup hayatın tadını çıkarabildiğinizi gösterecektir.
-İçinde rahat edemediğiniz kıyafetler giymeyin. Her ne kadar korseler, daracık miniler, rengarenk stilettolar sizi daha seksi gösteriyorsa da, giyinirken içinde raat edebileceğiniz bir tercih yapmanız size hareket kolaylığı sağlayacak ve sürekli "acaba nasıl görünüyorum?" düşüncesini kafanızdan atıp kendiniz gibi olmanıza sebep olacaktır.
-Durmadan kendinizi anlatmayın. Kendinizi negatif bir şekilde asla yansıtmayın. Megaloman bir bakış açısı sonunda yalnızlık getirir. Karşınızdakini dinlemek ve odaklanmak ise saygı...
-Rahat oturamayan, yerinde duramayan, devamlı kıpırdayan bir görüntü çizmeyin. Karşınızdakini hal ve tavırlarınızla yormayın. Soğukkanlı ve sağduyu hareket edebilmek her zaman önemlidir. Kısacası biraz "cool" görünmenin kmseye zararı olmaz. Tabii cool olacağım derken de derin dondurucuya dönüşmeyin.
-Gereğinden fazla duygusallaşmayın. Her durumda gözünüzde akmaya hazır bir gözdamlası olmasın. İhtiyacı olan kadın olmaktansa güçlü kadın olmak daha iyidir.
-Ön yargılı davranıp antipati toplamayın. Kimseye veya hiçbirşeye başlangıçtan artı veya eksi puan vermeyin. İlk defa karşılaştığınız olaylar ve insanlara karşı nötr olun. Zamanla fikir sahibi olup ona göre ilişkilerinizin ve beğeni düzeyinizin sınırlarını belirleyin.
-Yüzünüz veya sivilcelerinizle oynamayın. Elleriniz gün içinde nerelere değiyor? Sonra da kalkıp o ellerle yüzünüzle oynuyorsunuz. Mevcut sivilceye eklemek üzere en az üç minik arkadaş daha... Üstelik sivilceyi yok edeceğim diye uğraşrken iki misli kızarmış ve büyümüş bir sivilce daha...
-Onun yerine günlük cilt bakımınızı aksatmamaya özen gösterin. Yine de belli dönemlerde oluşan sivilceler için ise sadece sabredin. Kısa zamanda yok olacaklardır.

Trabzon-Rize;


         
   Türkiye’nin en güzel bölgesi olan Karadeniz doğasıyla, insanların sıcaklığıyla, yöresel müzikleri ve yemekleri ile gerçekten muhteşem bir şehir.Yeşilin her tonunun göz kamaştırdığı Trabzon ve Rize kentlerimiz kesinlikle herkesin görmesi ve havasını soluması gereken yerler.Bölge o kadar farklı ki hava kapalı iken veya yağmur çilerken çok rahat denize girebilir tatilinizi en iyi şekilde değerlendirebilirsiniz.Şehrin en dikkat çeken kısmı halkın Trabzonspor aşkı,halk o kadar sevdalı ki takıma hemen hemen her aracın arkasında,her esnaf dükkanı’nın vitrinin de ve Trabzon’un meydanın da Trabzonspor’u temsil eden renkler ve amblemler görmek mümkün.Hatta Trabzon’un çoğu bölgesinden görünen büyük bir dağa Trabzonspor’un amblemi yapılmış ve kutsal bölge gibi sahip çıkılıyor.

   Gerçekten Trabzonlu olmanın hatta Karadenizli olmanın çok farklı bir duygu olduğuna inandım.Rize’ye gelince Trabzon’a göre daha düz alana kurulmuş bir bölge başka bir fark göremedim desem yeridir.Fakat Rize-Ayder yaylası o kadar farklı bir yer ki kesinlikle ama kesinlikle kelimelerle anlatılamaz.Hayatım da bu güne kadar gördüğüm en nadide yer olduğuna eminim.Tamamen turizme adanmış bir bölge.Ayder yolculuğumda yaşadığım bir olayı sizinle paylaşmak isterim;Ayder’e yolculuğumuz sırasında çok ani bir şekilde yağmur başladı sanki oluktan boşalıyordu çevremiz yeşilin her tonu olan dağlarla kaplıydı ve dağların arasıdan geçiyorduk.Belli bir süre daha yola devam ettiğimizde dağların üzerine çıktığımızı farkettim ve bir anda yağmurun kesildiğini gördüm,meğerse Ayder dağları yağmur bulutlarının üzerindeymiş ve o şiddetli yağmurun bulunduğu bölge yağmur bulutlarının tam altıymış.Ayder’e vardığımızda yaşadığım o heyecanı gerçekten anlatmak zor.Yemyeşil dağların üzerindesiniz ve dağların her yerinden küçük su yolları akıyor dağların bitiminde ki büyük dereye,ama çevrenizde ki dağların zirve kısmına baktığınızda sis bulutlarından başka görebileceğiniz tek şey yeşil ve tonları.




Eğer aşk denilen o heyecanı yaşadığınız bir kişi varsa hayatınızda gidebileceğiniz en romantik ve sevginizi en içten şekilde sunabileceğiniz bir bölge Ayder yaylası.

SAFRANBOLU;


   En önemli sanayi kentlerimizden Karabük’ün ilçesi olan Safranbolu tarihimizin yansıtıldığı muazzam kentlerimizden bir tanesi.   Eşsiz mimari yapılara sahip olan Safranbolu evleri, konakları, dar sokaklarıyla ve hanlarıyla meşhur olduğunu eminim herkes biliyordur. Fakat o mimarı konakları yakından görmek, incelemek ve tarihi yaşamak, hissetmek çok farklı bir duygu. Safranbolu eski ve yeni Safranbolu olarak ayrılmış durumda fakat tarihimizin bütün mimari güzellikleri eski Safranbolu’nun bulunduğu bölgededir. Özellikle eski çarşının bulunduğu kısımda Cinci han’ın(eski kervansaray) arkasında yer alan antikacılar, çarıkçılar ve hediyelik eşya satan esnafların olduğu alanda keşfettiğim boncuk cafe nefes kesiciydi. Canlı Türk halk müziği eşliğinde kendi yörelerine özgü odun ateşinde pişen ve yine o bölgeye özgü kahvenin sunumu(odun ateşinde pişen kahve cezvesi+boş kahve fincanı+su+ahududu şurubu+ahududu yaprakları) çok farklıydı. Hatta tepsinin bu şekilde siniye(kültüre özgü masa veya tepsi)gelmesi beni heyecanlandırdı diyebilirim. Sanırım kahvenin lezzetinden bahsetmeme gerek yoktur.Safranbolu o kadar çok güzellikleri olan bir yer ki inanın yazmakla bitmez. O yüzden eğer bir gün Safranbolu’ya yolunuz düşerse ki düşmeli Boncuk cafede Türk kahvesi içmeyi ve tarihi evlerini gezmeyi sakın unutmayın. Safranbolu resimleri için..http://ismaileroglu35.blogspot.com/p/gezmece_10.html

İsmail EROĞLU
(27-30.07.2012)

Etiketler

“PAZARLAMA (1) *DÜNYA MARKALARI* (10) *Güncel* (1) *iş-Eğitim Fırsatları* (1) *KENT REHBERİ* (4) *makaleler* (2) 2012 yılının markası kim seçildi (1) 25.kare (1) 25.KARE GERÇEĞİ (1) 50 marka arasına girdi (1) AFYON tarihi (1) AKBANK (1) AKBANK REKLAMLARI (1) alışveriş (1) Ali Ülker (1) altınyıldız (1) Altınyıldız giyim (1) AMBALAJ (1) anlatımlı dersler (1) Apple (2) Apple Kutusu (2) aşk (2) aşk karın doyururmu (1) aşk makalesi (1) aşk mı kariyer mi? (1) Audi (1) Audi nin yasaklanan reklamı. (1) ayder yaylası (2) bahçeşehir üniversitesi (1) Balıklıgöl (1) Başarılı İnsanların 100 Sırrı (1) BAYAN (1) Bayanlar bu Teknolojiye Bayılacak (1) bayanlar için (1) bayanlar ne ister (1) bayanlar nerde çalışmalı (1) bayrak (1) Beko'nun doğuşu (1) belek otelleri (1) beyaz eşya devi (1) Beynimizin Bize Oynadığı Bir Oyun :) (1) bilbord reklamları (1) Bilinçaltı Pazarlama (3) Bir dünya markası (1) bira (1) BMW (2) bmw auidi farkı (1) bmw hangi ülkenin malı (1) bmw kimin (1) Bmw nerde üretiliyor (1) bmw'nin doğuşu (2) bodrum otelleri (1) cannes lions uluslar arası yaracılık festivali (1) CATERİNG (1) catering hizmetleri (1) coca cola (1) Coca cola'nın doğuşu (1) Crystal Hotels (1) çekicilik (1) devremülk (1) DIŞ GÖRÜNÜŞ.İSMAİL EROGLU (1) dış görünüşün önemi (1) dilenci (1) Doğan burda dergi grubu (1) doğru uyuma (1) dubai (1) dünya (30) dünya markaları (1) Dünyanın en çok izlenen ödüllü videosu (GÜLÜMSE) (1) Dünyanın En Pahalı Reklamı (1) Dünyanın Kalbi (2) efes bira (1) Efes pilsen (1) Ekonomik oteller (2) el çabukluğu (1) en çok izlenen video (1) en güel reklam (1) en güzel evler (1) en güzel şehir (1) en güzel şehirler (1) en iyi araç (1) en iyi motivasyon konuşması (1) en iyi reklam (1) En iyi reklamlar (2) en pahalı reklam (1) en tutulan reklamlar (1) enzo ferrari (1) etiket (1) ev mimari (1) FACEBOOK (1) facebook kimin (1) Facebook nasıl oluştu (1) Facebook'un doğuşu (1) ferranini doğuşu (1) Ferrari (1) genç aslanlar (1) gerilla (1) Gerilla Pazarlama (1) gezmece (13) gizli reklam (1) Google (1) google de reklam (1) google kimin (1) google kuruluşu (1) google nasıl reklam vericez (1) google reklamları (1) GÖKKUŞAĞI (1) göz yanılması (1) GÖZLERİNİZE İNANAMAYACAKSINIZ :) (1) Gülmece (1) gülmek istiyorum (1) Güncel (1) halisilasyon videoları (1) Hangi sektörde Çok bayan çalışıyor (1) hazır giyim (1) hazır yemek (1) hız (1) http://www.victoriasecret.com.tr/ (1) ilginç reklamlar (5) İNANMAK+İSTİKRAR=BAŞARI (1) İNSAN HAKLARII(ÖDÜLLÜ VİDEO) (1) internet (1) internet reklamcılığı (1) internet reklamı (1) İSMAİL EROGLU (10) İSMAİL EROĞLU (58) isTANBUL (4) İstanbul tarihi (2) iş ilanları (1) iş imkanları (1) İZMİR (1) izmir catering (1) İZMİR haberleri (1) İZMİR KIZLARI (1) jeans (1) jeep (1) kadın çalışanlar (1) kadınlar (2) kadınlar erkek de neyi sevmezler (1) kadınlar ne ister (2) Kadınlara nasıl davranılmalı (1) kadınları nasıl etkileriz (1) kadınların bulunduğu 10 sektör (1) Kahve sunumu (1) kalite (1) kara inci (1) karadeniz (1) Karadeniz halkı (1) karadeniz iklimi (1) karadeniz tatili (1) karadeniz turları (1) karadenizde nereye gidilmeli (1) karikatür (1) KARMA RENKLER (1) KELİMELERİN GÜCÜ (1) kelimelerle dans (1) KENT REHBERİ (2) kız kulesi (2) Kilit şirketler grubu (1) kişilik analizi (1) kişisel gelişim (1) kişisel marka (1) kömür madenleri (1) küreselleşme (1) makale (1) makaleler (2) makina reklamı (1) marka (29) Marka bağlılığı nedir (1) marka değeri (1) marka değeri nedir (1) marka hakları (1) Marka hikayeleri (1) marka misyonları (1) marka nedir (1) MARKA Ödülü (1) marka vizyonu (1) marka.yükselen markalar (1) markaların hikayeleri (1) Markaların rengi (1) markalaşma (4) Marketing (2) Marlboro (1) Mavi (1) mavi jeans (1) Mavi jeans nasıl marka oldu (1) Meşhur evler (1) Microsoft (1) milano (1) misyon nedir (1) misyon vizyon (1) nasıl marka olunur (3) nasıl motive olunur (1) nasıl uyumalıyım (1) neden bmw (1) nedir (1) Osmanlı (2) Osmanlı tarihi (2) ödüllü video (1) pahalı reklam (1) paris (1) Pazar (1) pazarlama (14) pazarlama dünyası (1) pazarlama kavramı (1) pazarlama nedir (1) pazarlama stratejileri (4) pazarlama tanımı (1) Pazarlama teknikleri (1) pazarlama videoları (1) pazarlanan ürünler (1) REKLAM (7) reklam dünyası (1) reklam festivali (1) reklamcılık (1) reklamlar (8) reklamlarda 25.kare (1) RENKLER (1) renkler ve anlamları (1) renklerin anlamı (1) RENKLERİN DİLİ (1) resim (1) rize (2) Rusya'nın 25.kare önlemi (1) Safranbolu (2) safranbolu evleri (2) Safranbolu nasıl (1) Safranbolu nerde (1) safranbolu otelleri (1) Safranbolu tarihi (1) Safranbolu tatili (1) sağlık (1) sağlıklı uyku için (1) sağlıklı uyku pozisyonu (1) sanat çalışmaları (1) satış (2) satış ilişkileri (1) satış pazarlama (1) satış taktikleri (1) satış teknikleri (1) side otelleri (1) sinema nasıl markalaşır (1) siyah elmas (1) siyah inci (2) son teknoloji (1) Süleyman kilit (1) Şanlıurfa (1) şans (1) şaşırtan videolar (1) şehir markalaşması (2) TAKIM ÇALIŞMASI (1) takım elbise (1) Tarih (1) tarihi mimariler (1) tatil (3) tatil kentleri (1) tatil rehberi (1) TEKİRDAĞ KÖFTESİ (1) Tekirdağ tarihi (1) teknoloji (1) termal (1) Trabzon (2) Trabzonspor (2) turizmde yerli markalar (1) Turkcelin doğuşu (1) Turkcell (1) Turkcell kimin (1) TURKİSHTİME (1) Tüketici (1) TÜRK Bayrağı (1) Türk kahvesi sunumu (1) Türk markası (2) Türk sineması (1) Türk sinemasını markalaştırmak (1) TÜRKİYE (2) Türkiyenin en güzel yeri (3) ucuz beyazeşya (1) Urfa (1) Urfa balıklıgöl (1) Ülker (1) üretim farkı (1) üretim süreci (1) ürün (21) ürün yerleştirme (1) venedik (1) Victorıa secret (1) victoria secret'ın doğuşu (1) vizyon nedir (1) volkan (1) volkan itfaiye (1) volkan online (1) web de reklam nasıl verilir (1) WEP (1) www.altınyıldız.com (1) www.apple.com (1) www.beko.com (1) www.facebook.com (1) yaratıcı reklamlar (1) yaratıcılık (1) yaratıcılık festivali (1) Yaratıcılıkkkk (1) Yaratıcılıkkkk :) (1) yatış şekilleri (1) yemek organizasyonları (1) yenı trendler (1) yeni mazalar (1) yeni nesil reklamlar (1) yeni pazarlama taktikleri (1) yeni reklamlar (1) YENİLİK (1) yerli malı (1) Yerli markalar (2) yeşil mavi (1) Yılın en yaratıcı reklamı (2) yılın marka ödülü (1) yükselen yıldız (1) ZONGULDAK (15) zonguldak kömürü (1) Zonguldak otelleri (1) zonguldak yorumları (1)