19 Aralık 2012 Çarşamba

MARKA DEĞERİ;



   Ürün ham madde halinden başlayarak nihai tüketim haline gelene kadar işçiliğiyle, kalitesiyle, duruşuyla kendisini kanıtlamış, ürün yaşam eğrisinde uzunca yol kat etmiş, tüketicinin güvenini kazanmış, kullanımda bağımlı hale gelmiş ve kendisini bir isim, sembol, ambalaj veya renkle ürünün önüne geçirerek hatırlatan ürünlere markalaşmış veya marka diyoruz. Bir ürünü marka yapan ürünün kendisi değildir tüketicinin ürüne verdiği değer ,o bağlılıkla gerçekleşir. Yani tüketicinin ürüne olan marka bağımlılığıdır. Bazen ürünün fiyatı tüketicisi için hiç önemli değildir, fiyat ne olursa olsun, ürün nerede satılırsa satılsın fark etmez tüketicisi o ürünü(markayı) almak için her şeyi yapar. Çünkü ürünü her anlamda benimsemiştir, kullanımını ezberlemiştir, kafasında ihtiyaç doğduğu anda sadece o marka aklına gelir.

18 Aralık 2012 Salı

YERLİ MARKALAR (yayın 5)

   Süleyman Kilit’in sahibi olduğu Kilit Şirketler Grubu, otelciliğe 2005 yılında Belek Boğazkent’te hizmete açtığı Crystal Palace ile adım attı. Ancak aynı yıl bu oteli, o dönemde Kayı Grubu bünyesindeki Riva Otelcilik’e sattı. Crystal Hotels CEO’su Umman Çetinbaş, ilk otelin iki yıl sonra başka bir guruba satıldığını anımsattıktan sonra “2008 yılına gelindiğinde bünyemize yeni oteller katarak yolumuza devam ettik. Yıllar içerisinde bünyemize yeni tesisleri katarak büyümeye başladık. Halen bünyemizde 11 tesis bulunuyor. Bu tesislerin toplam oda sayısı 5 bin 247’ye, yatak kapasitesi ise 13 bin 380’e ulaştı” diyor.
Çetinbaş, mevcut tesislerde bu yıl 156 bin geceleme bütçelediklerini, bunun da yaklaşık 180 bin misafir ağırlayacakları anlamına geldiğini belirtiyor. Henüz yurtdışında otel açma planları olmadığını vurgulayan Çetinbaş, yurtiçindeki yeni projelerle ilgili ise şu bilgileri veriyor:
   Umman Çetinbaş, Side'de 525 odalı "Crystal Sunset Resort & Spa" ve Belek Boğazkent'te 840 odalı "Crystal Waterworld Resort & Spa" adlı otellerin inşaatlarının devam ettiğini belirtirken her iki otelin de 2013 yılında misafir kabul etmeye başlayacağını söyledi. Geçtiğimiz aylarda satın aldıkları Antalya Beldibi'nde bulunan ve halen "Club Med" tarafından işletilen tesis ile ilgili bilgi de veren Çetinbaş, kiracının sözleşme tarihinden önce ayrılması durumunda tesisi 2013 yılından itibaren Crystal Hotels markası ile işletebileceklerini ifade etti.
   Crystal Hotels'i İstanbul'a da taşımak istediklerini söyleyen Çetinbaş, konuyla ilgili görüşmelerinin sürdüğünü dile getirdi. Çetinbaş, "İstanbul için heyecanımızı kaybetmiş değiliz. Görüşmelerimiz devam ediyor. Uygun olan bize hitap edecek bir proje olursa İstanbul'da otel planımız gerçekleşir. Ağırlıklı olarak Avrupa Yakası'nı düşünüyoruz. İstanbul artık kendini ispat etmiş durumda. Yılın 365 günü yoğun. Doluluklar iyi fiyatlar belli bir yere oturdu. İstanbul sadece bizim için değil Türkiye için çok öenmli bir noktada" dedi.

12 Aralık 2012 Çarşamba

Misyon-Vizyon

   Aslında işletmeler için belirlemiş olduğu misyon ve vizyon gerçekten çok önemlidir.Ama günüzmüzde işletmelerin büyük bir bölümü misyon ve vizyonu gerçek anlamıyla ifade etmek konusunda çok da yetenekli değiller.Bu konuda yetenekli olan bazı işletmelerin örneklerine göz atalım; *SABANCI HOLDİNG Vizyon Farklılıklar yaratarak kalıcı üstünlükler sağlamak. Misyon Rekabetçi ve sürdürülebilir büyüme potansiyeli olan " stratejik bir portföyü" paydaşlarına değer yaratacak şekilde yönetmek *AKBANK Vizyon Üstün nitelikli insan kaynağının sürekli olarak fark yaratan sonuçlar elde ettiği en beğenilen Türk şirketi olmaktır. Misyon Türkiye'deki en mükemmel bankacılık deneyimini yaşatmak ve paydaşlarına büyük değer yaratmaktır. *TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU Misyon Eğitim ve tesisleşmeyi sağlayarak,uluslararası düzeyde rekabet edecek altyapıyı oluşturmak,spor kültürünü topluma benimsetmek,futbol ekonomisini büyüten güçlü finansal yapıya sahip bir organizasyon olmak. Vizyon Çağdaş ve kurumsal bir yapıda futbol yaygınlık ve katılım kazandırmak,uluslararası organizasyonlarda sürekli var olmak.

Şehir Markalaşması

   Moda şehri Milano, romantizmin başkenti Paris, Cannes film festivali… Türkiye’nin adını bilmeyen yabancı insanların, yalnızca İstanbul dendiğinde, boğaz, şiş kebap diye saymaya koyulduğunu duymuşsunuzdur. Evet günümüzde, ülkelerden ziyade şehirler ön plana çıkmakta, ülkelerin itibarlarını şehirleri belirlemekte. Bunun sebebi, farklı bölgelerdeki farklı şehirlerin oluşturduğu ülkenin, homojen bir yapıya sahip olmaması; farklı iklimlere, farklı şehirlerinde farklı sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel altyapılara sahip olmasındandır. Ülkeyi oluşturan şehirlerin her birinin kendine ait önplana çıkan farklı yönleri olduğundan, insanların zihninde bir ülke için, tutarlı bir algı oluşturmak neredeyse olanaksızlaşıyor. Bu özellikle turizmde belirginleşiyor. İnsanlar tatil için Fransa’ya, İtalya’ya gitmiyor. Paris’e, Venedik’e, Dubai’ye gidiyor. Ülkelere burada düşen en büyük görev ise, şehirlerinin markalaşmasının önünü açmak ve markalaşan şehirlerin ülke ekonomisine katkısını arttırmak için doğru politikalar üretmek olarak görünüyor. Markalaşmak, uzun soluklu, emek, sabır ve yatırım gerektiren stratejik bir iş. Marka olma yolunda, farklılıklarınızın farkına varıp, ya da yeni farklılıklar oluşturup, bunları doğru şekilde aktarmak gerekiyor. Algıda oluşturduğunuz farkı, gerçek hayatta da yansıtabilirseniz, o zaman algınız güçleniyor ve markalaşmaya başlıyorsunuz.

11 Aralık 2012 Salı

YERLİ MARKALAR; (yayın 2)



   Efes Pilsen, Türkiye'de üretilen bir bira markası. Efes Pilsen 1969 yılında İstanbul ve İzmir'de üretilmeye başlamış ve kısa sürede dünyaya açılmıştır.Efes Pilsen adıyla, tadıyla, kıvamıyla Türkiye’nin birasıdır. Öyle ki, "Efes Pilsen" olan marka adımızı dahi siz değerli tüketicilerimize sorarak, bir “isim bulma yarışması” sonrasında belirledik. Türkiye’nin damak tadını yakalamak için en iyi arpanın, en doğal şerbetçiotunun nerede yetiştiğini bilmek yetmez. Ege’de imbatın en güzel nereden estiğini de, Van Gölü’nde inci kefalin nereden çıktığını da bilmek gerekir. Biz tam 43 yıldır, Türkiye’nin damak zevkine en uygun olan birayı üretiyoruz.Ayrıca 
 50'nin üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiren ve Türkiye'nin yanı sıra Rusya, Moldova, Sırbistan,Romanya ve Kazakistan'da yatırımları olan Efesin dünyada toplam 17 bira, 4 malt fabrikası ve 1 adet şerbetçi otu işleme tesisi bulunmaktadır.Bira pazarını ve kültürünü geliştirme yolunda pek çok ilke imza atmıştır.Türkiye geneline yayılan 202 bayi ve 28 distribütörü ile Türkiye'nin en güçlü dağıtım ağlarından birine sahip olan Efes, Türkiye'de biranın ham maddeleri olan maltlık arpa ve şerbetçi otunun gelişiminde de büyük rol oynadı.
   Efes, tüketici talep ve beklentilerini ön planda tutarak ürün portföyünü Efes Pilsen, Efes Dark, Efes eXtra, Efes İce, Marmara Gold ,Bomontive lisanslı olarak ürettiği Miller Genuine Draft, Beck's ve Foster's markalarını içine alacak biçimde genişletmiştir.
Efes 2007 yılında çıkardığı Gusta (buğday birası) ve Mariachi (agav ve limon aromalı) markaları Efes'in Türkiye pazarındaki yeni ürünleridir.

5 Aralık 2012 Çarşamba

2012'nin MARKA ÖDÜLÜ

   Yürekli Danışmanlık tarafından bu yıl 12'ncisi düzenlenen Marka Konferansı'nda yılın Marka Ödülü Ülker'e verildi. Uluslararası başarılara imza atmış, kendi alanlarında birer marka olan kişi ve kurumlara verilen Marka Ödülü'nü Ülker'in yeni kuşak temsilcisi Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker aldı. 67 yıllık yolculuğunda gıda alanında pek çok ilke imza atan, pek çok markaya ilham veren Ülker, bünyesinden kendisi kadar güçlü markaların doğmasına da vesile oldu.
   Ödül Töreni'nde konuşan Ali Ülker, "Bu ödülü Ülker adına, markamızı bugünlere taşıyan gelmiş geçmiş tüm çalışanlarımız, milyonlarca müşterimiz ve en önemlisi Ülker'i yaratan ve bugünlere getiren dedem Sabri Ülker adına alıyorum. Bir zamanlar 'Unutma, akşama Ülker getir' diye seslendiğim dedeme bu akşam bu ödülü götüreceğim ve 'Dedeciğim, unutmadım, bak bu defa ben de sana bir hediye getirdim' diyeceğim" şeklinde konuştu.

   Dedesi Sabri Ülker'in çok zor bir çocukluk geçirdiğini ve bu nedenle 'herkesin mutlu bir çocukluk' geçirmesinin önemini bizzat deneyimleyerek gördüğünü anlatan Ali Ülker, Ülker markasının da bu inançla inşa edildiğini vurguladı. Ülker'in kuşaklar boyu sevilen bir marka olmasının sırrının da buradan geldiğine dikkat çeken Ülker, "Onun bu sözü sayesinde Ülker'in çocuklarla kurduğu sıkı dostluk halen devam ediyor ve edecek. Dedemden bize sadece Ülker markası değil, bu önemli kıymetli söz de geçti. Biz de onun izinden yürüyoruz" dedi.http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2011/12/16/ulker-yilin-markasi-secildi

20 Kasım 2012 Salı

Türk Sinemasını Markalaştırmak;



   Türk sinemasında derin bir felsefeye; tarihe, kültüre, medeniyete, bir Şark medeniyeti, bir Doğu medeniyeti, bir Türk İslam medeniyetine dayanılarak yapılan filmler göremiyoruz. Bir zayıflıktan ve belki de bilinçli bir geri bırakılmışlıktan bahsedebiliriz. Türk sineması başlangıçta çok samimi amaçlarla kurulmuştur ama bu amaçlar doğrultusunda derinleşememiştir, zenginleşememiştir, markalaşamamıştır. Hep yüzeyde kalmıştır. Bir toprağın üstünde gördüğünüz şeylere bakmak var birde toprağın altındaki çok değerli hazineleri bulup çıkartarak onlara bakmak var. Derinlerde saklı bu hazineleri ortaya çıkardığınız zaman sinemada da, sanatın diğer kollarında da başarılı olursunuz, marka haline gelirsiniz. Türk sinemasında bazı kıpırdanmalar var aslında yok değil. Kendi kültürümüze bakmaya devam eder, derinleşirsek başarılı oluruz zaten. Mesela son zamanlarda tarihi diziler, filmler görüyoruz; ”Elveda Rumeli”, “Muhteşem Yüzyıl” gibi. Yine en son “Fetih 1453” bunlar büyük eksikliklerine rağmen kendini tanıma hedefli çalışmalar olarak görülebilir en azından başlangıç olarak düşünülebilir. Yaptığımız işlerle, yani sanatla kendimizi tanımlıyoruz. Bu tanımlama işinde tanıtanların önemi büyük. Tanıtanların zayıflığını da ortadan kaldırabilirsek yani kendimizi ne kadar güçlü tanırsak o kadar başarılı oluruz ve hedefe o kadar çabuk ulaşırız. Yansıtma işinde sıkıntı yok, sinema tekniğini her yönüyle kullanıyoruz artık. Ama bu çalışmalarda konuyu, derinliği tam göremiyoruz. Burada biraz sıkıntılar var. Sinema alanında kullanılan metinler edebiyat ürünüdür. Edebiyatımızın da güçlü olması gerek. Mesela bakıyorsunuz binli yıllara ait bir kostüm kitabımız yok. Eğer o kostüm kitabı elinizde olsa, modacılar o dönem kostümü ile alâkalı bir yayın yapmış olsa, sinemacı da o dönem ile ilgili film çekerken kullansa rahatlık bulur. El yordamıyla bulduğumuz bilgiler yerine, değişik sanat dalları daha çok malzeme vererek yardımcı olursa Türk sineması başarılı olur,muhteşem bir marka haline gelir.Unutmayalım ki başarının yolu hep birlikte derinleşip kökleşmekten geçiyor.

12 Kasım 2012 Pazartesi

En Fazla Bayanın Bulunduğu 10 Sektör

   Harris Interactive araştırmasına göre yeni çiftlerin %18’i işyerinde tanışmış, ayrıca modern kadının kariyerine daha çok önem vermeye başlaması ile bu sayı daha da artacağa benziyor. İnsan ilişkileri, fiziksel görünüm ve kadın çalışanlar'ın oranı bakımından kadınların en çok olduğu 10 sektörü sıraladık. Kendinize yeni bir kariyer rotası çizebilirsiniz.
10-Havayolu
Havayolu firmaları 2.Dünya Savaşında ilk hosteslerini işe almaya başladığından beri bir havayolu hostesi portresi çizilmiştir: ortalama 25-32 yaşlarında bir dinamik bir kadın. Bugün görevlilerin %80’ini hala kadınlar oluşturmaktadır. Havayolu firmaların güzel görünüşlü kadınlara önem vermesi de bu sektörü araştırmamızda üst sıralara taşıyor.

9-Satış
Seksi görünüş satışı arttırır bunu hepimiz biliyoruz. Mağaza sahiplerinin çekici kadınları işe almak istemesinde anlaşılamayacak bir yan bulan kimse var mı? Amaç karı arttırmak. ABD’de satış pozisyonlarının %34’ü ve servis işlerinin %20’si kadınların elinde. Ayrıca güçlü ve bağımsız kadınları seviyorsanız, 2002 verilerine göre sektördeki mağazaların %28’i kadınların.
8-Restoran Endüstrisi
Restoran endüstrisi neden ilk 10’umuz içinde? Çünkü güzel kadınlar dışarda yemeği seviyor; kadınlar yemeklerinin %18’ini restoranlarda yiyorlar. Nasıl erkeğin kalbine giden en kısa yol midesinden geçiyorsa, kadının ruhuna giden en kısa yolda tatlıdan geçer. Tabii ki sürekli diyetler ve kilolarına dikkat ediyorlar ama hangi kadın - küçük bir parça - çikolata sosuna batırılmış browniye hayır diyebilir. Restoranda çalışan kadınları sürekli güler yüzlü ve sıcak kanlı görmeniz de cabası.

7-Bankacılık
Bugünlerde bu kadar kadın, bankacılık sektöründe çalışıyorken hala “Kadınlar paradan anlamaz” sözüne inanan var mıdır acaba? Herhangi bir banka şubesine girin; içerde erkek çalışanlara oranla çok daha fazla kadın çalışan göreceksiniz. Statistics Canada’nın araştırmasına göre 2005 yılında bankacılık sektöründeki iş gücünün %70’i kadınlara aitti. Ayrıca bankalar imajlarına çok önem verdiklerinden banka çalışanlara sürekli şık ve güzel görünmelidir.


6-Yayıncılık
Kadınların okumayı çok sevdiği bir sır değil. AP’nin son dönemdeki araştırmasına göre kadınlar yılda 9 kitap okurken erkekler sadece 5 kitapta kalıyor. Ayrıca romanların %80’i de kadınlar tarafından okunuyor. Bu demek oluyor ki yayıncılık sektöründe olan birisinin kesinlikle kadın hayranları oluyor. Ancak bu sektörü ilk 10'da yayınlamamızın nedeni yayıncılık sektöründeki eğitimli ve yaratıcı kadınların fazlalığı. Kitap editörlerinin ve yayım evi çalışanlarının büyük bir çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor.


5-Komünikasyon
Güzelliğin satışı arttırdığından bahsetmiş miydik? Birkaç dalı birleştiren pazarlama, insan ilişkileri ve reklam, bu sektör kendini sunmanın önemini bilen zeki ve güzel kadınlarla dolu. Sonuçta imaj onların işi. Lisans döneminde komünikasyon sektöründe staj yapanların %64’ü kadın. Eğer akıllı bir erkekseniz bu sektöre atılmayı düşünebilirsiniz.

4-Fitness
Vücutların iyi bakan ve formda olan kadınları bulmak için bakılabilecek daha iyi bir yer var mı? Sadece kaslarıyla ilgili değil, spor disiplin, hırs ve vücudunu tanımayı gerektirir; bu da sadece güzel bir vücuttan oluşmadıklarını gösteriyor. 2004 yılındaki verilere göre kadınlar spor ve fitness endüstrisi çalışanlarının %65’ini oluşturuyorlar.

3-Kozmetik
Güzellik kadınların işi. Bu sektörde çalışmış ünlülere bir göz gezdirelim: Jessica Alba, Sarah Michelle Gellar, Jennifer Love Hewitt, Liya Kebede, Eva Longoria, Liv Tyler, Kate Winslet, Zhang Ziyi. Bu kadınların güzel olduğunu düşünüyor musunuz?

2-Aktivite Koordinatörlüğü
Görkemli ve kararlı bir kadından daha seksi bir şey olduğunu sanmıyoruz. Bu özellikler aktivite koordinatörlüğü yapan birisi için zorunludur. Düğün, parti ve aktivite koordinatörleri her zaman en güzel hallerinde olmalılar ve aynı zamanda sürekli ayakta ve dinamik olmalılar. Bunlara bir de kadınların bu sektöre hakim olduğunu eklersek bu sektörün neden 2 numarada olduğunu anlamış olursunuz.

1-Moda
Önceki sektörleri anlatırken fiziksel güzellik, yüksek kadın oranı, güçlü kişilikler ve kendini sunumdan bahsettik. 1 numarada bulunan sektörümüz için bu özelliklerin hepsini sayalım ve üstüne de süpermodelleri ekleyelim. Moda endüstrisi sadece süpermodellerle değil onların dışında başarılı kadın tasarımcılarla dolu, ve unutmadan; güç de seksidir. Süpermodellerden bahsetmiş miydik?

İşte bu kadar; başarılarını takdirle karşıladığımız en fazla kadının bulunduğu 10 sektör. Cinsiyetlerine göre ayrılan işler dönemini geçtik artık. 2007 yılında Birleşik Devletlerdeki iş gücünün %'47sini kadınlar oluşturuyordu ve 2016 yılına kadar bu oranın %49 olması bekleniyor.



http://askmen.mynet.com/guc-ve-para/kariyer-tavsiyeleri/6835-en-fazla-kadinin-buludugu-10-sektor.html?start=1

22 Ekim 2012 Pazartesi

İNTERNET REKLAMCILIĞI

   İnternetin ekonomik alanda büyümesi, doğaldır ki internet reklamcılığı konusunu da daha ön plana çıkarmıştır. Kavram olarak daha yeni yeni kendini göstermeye başlayan web ya da internet reklamcılığının, gelecekte bir numaralı reklam sahası olacağının işaretlerini veriyor dünyadaki gelişmeler.İnternet üzerinden reklamcılığın, geleneksel reklam anlayışlarına göre bazı açılardan üstün yönlerini görebiliriz. Sadece marka bilinirliğini arttıran avantajları değil, reklamın hedefine ulaşıp ulaşmadığı ve hedefin bu noktadaki tepkilerini belirleme fırsatı sunuyor olması gibi. Özellikle de reklam verenler açısından.Bu üstün yönlerden (Ya da fırsatlardan) biri, reklamınızı ulaştırmak istediğiniz kitleyi hedefleyip takip edebilme kolaylığı. Geleneksel reklam süreçleri, bu konudaki başarı ve verimliliği tam olarak ölçme konusunda yeterli araçlara sahip değilken, Internet, barındırdığı teknolojik olanaklar sayesinde bunu ölçebilmektedir. İnternet reklam sunum yöntemleri ile küçük bir reklam bütçesiyle hedef kitleyi bulmak ve bu ulaşılabilirliği ölçmek çok kolay.   http://www.kobitek.com/internet_reklamciligina_bir_

YÜKSELEN MARKALAR

VOLKAN GRUP;

  Ülkemizin yükselen markalarından 'Volkan' 44 yıllık tecrübesi ile itfaiye araçları yapımında  rekordan rekora koşmaya devam ediyor.Zürafa logosu ile sürekli daha yükseği hedefleyen Volkan yangın söndürme teknolojileri son olarak 55 metre merdivenli , 44 metre asansörlü ve 8x8 uçak söndürme araçları ile sektörde;  ülkemizde lider, dünya da ise 4.sırada yer almaktadır.İhracat olarak 40 ülkeye çalışan Volkan Yangın Söndürme Teknolojileri son teknolojlerin üretime adaptasyonunu sağlayan yenilikleri takip eden, Volkan müşterilerine kalite ve koşulsuz müşteri memnuniyeti anlayışı ile akılcı çözümler sunmaktadır. Üretim teknolojilerinin tüm imkanlarından faydalanan tesiste kalite ve ileri teknoloji daha kısa sürede , daha düşük maliyetlerle üretilmektedir.
                                                                                                               http://www.volkan-online.com/


SON 10 YILIN YÜKSELEN YILDIZI: BAU

   Bahçeşehir Üniversitesi “Son 10 Yılda Yıldız Olan 50 Marka” arasına girdi.
Turkish Time Dergisi tarafından hazırlanan habere göre; Bahçeşehir Üniversitesi “10 Yılda Yıldızı Parlayan” markalardan biri oldu. Kabuk değiştiren Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlayan bu 50 marka arasında Pegasus, Sarar, Denizbank, LC Waikiki, Koton, TAV, TTNet gibi önemli şirketler de yer alıyor.
   Selçuk Oktan ve Esra Kızıltan imzalı haberde bu markaları başarıya götüren en önemli neden olarak risk alıp yollarına devam etme kararlılığı gösteriliyor. Aynı şekilde yatırımlarının sürekliliği ve sürdürülebilirliği, yeni konsept geliştirme becerileri ve pazarlama ve satış sürecindeki yeni yönetim algıları da onları diğerleri arasından çekip yıldızlaştıran etkenler haline gelmiş.
   Turkish Time "Yıldız olan 50 Marka"dan biri olarak gösterdiği Bahçeşehir-Uğur Eğitim Kurumları’na da özel bir bölüm ayırmış. Dergi Bahçeşehir’in başarısını ise şöyle tarif ediyor:
“Bir eğitim grubu olarak, Türkiye’nin en dikkat çekici iş hikayelerinden birine imza atan Bahçeşehir-Uğur Eğitim kurumlarının çıkışı Bahçeşehir Üniversitesi’nin yükselişine paralel ilerliyor. Enver Yücel’in önderliğinde Bahçeşehir Üniversitesi İstanbul’un merkezindeki lokasyonunu doğru biçimde kullanarak hem öğrenciler, hem de öğretim kadrosu açısından bir çekim noktası yarattı. Bugün 9 fakülte ile eğitim hayatına devam eden Bahçeşehir Üniversitesi’nin 14 bini aşkın öğrencisi bulunuyor.”

16 Ekim 2012 Salı

ÜRÜN YERLEŞTİRME

   Yeni nesil reklamcılık olarak da tanımlanan “Ürün Yerleştirme, şirketler ve yayıncılar tarafından çok sevildi. Yürürlüğe girdiği 2011 yılının Haziran ayından bu yana 35.5 saat gizli reklam yayınlandığı açıklandı.
   Daha çok dizilerde kullanılan bu yöntemde ürünün bir şekilde senaryo içinde ya da görsel olarak tanıtımı yapılıyor.
Şirketleri ve reklamları yakın takibe alan Nar Ajans, 7 aylık süre içinde dizi ve programlarda yayınlanan gizli reklam sürelerinin 127 bin saniye yani 35 saati geçtiğini duyurdu.
   Yurt dışında yıllardır uygulanan bu yönteme rağbet gün geçtikçe artarken markalar, hedef kitlelerine uygun programlara yöneliyor. Hollywood filmlerinde aktörlerin kullandığı arabadan, çalıştığı bilgisayara kadar bu yöntemin hayranlık uyandırmak ve reklam için kullanıldığı biliniyor.
   Nar Ajans'ın verilerine göre Türkiye'de en çok tercih edilen alanın diziler olduğu, 36 farklı dizide toplam 15 bin saniye yani 4 saat ürün yerleştirme kullanıldığı belirtildi.
Dikkatleri üzerine toplayan markalar ve dizilere bakıldığında Uludağ Limonata'nın spor programlarında sıkça kameraya takıldığı gözleniyor. Yeni yayına girmesine rağmen karakterlerinin gezindiği sokakta Denizbank, Turkcell ve KFC gibi tanıdık markaların yer aldığı “Yalan Dünya”, gizli reklamın en çok tercih edildiği diziler arasında yer alıyor.

Daha fazlası için: Ürün Yerleştirme Çok Sevildi http://www.reklam.com.tr/reklam-yazilari/urun-yerlestirme-cok-sevildi/289#ixzz29TPhHdZv

MARKA

MARKA;

   Kavram olarak marka; Bir firmanın mal veya hizmetlerini bir başka firmanın mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi yarayan kişi adları, sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarete marka denilmektedir. Marka mal veya ambalajıyla da tescil ettirilebilmektedir. Marka; bir işletmeyi işletme adı, kişi ismi, ticaret unvanı vb. ibarelerle diğer işletmelerden ayırt etmeyi sağlayan işaretler bütünüdür.

MARKA SAHİBİNİN HAKLARI;
   
   Markaların tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil sahibine kullanım hakkı verilmektedir. Markaların başkalarına devri mümkündür. Marka teminat olarak gösterilebilir. Marka işletmeden bağımsız olarak haciz edilebilir. Marka,tescilli mal veya hizmetlerin bir kısmı için lisans sözleşmesine konu olabilir. Marka bir malvarlığıdır. Hukuki ve cezai anlamda marka sahibinin birçok hakkı vardır. Marka hakkına tecavüzün ciddi yaptırımları mevcuttur.Unutulmamalıdır ki Türkiye'de marka tesciline tek yetkili mercii Türkiye Patent Enstitüsü'dür.

15 Ekim 2012 Pazartesi

Kişisel Markalaşmanın 10 Altın Kuralı

1. Kendi değerini bil, benzersiz olduğunu unutma: Bir kişisel marka denetlemesi yap.
2. Büyük resimde ufak sekmeler yarat: SWOT analizi yap (güç,zayıflık,fırsat ve tehditler
3. Rekabetten kaçma: Rekabetle ilgili eğitimi ihmal etme.
4. Doğru noktayı bul: Hedeflerine ulaşmak için doğru stratejiye odaklan.
5. Kendi etkili sunmanın gücünden faydalan: Görsel kimliğin ilkelerini öğren.
6. Kelimelerin gücünü kullan: Sözel kimliğin ilkelerini öğren.
7. Pazarların düşünce biçimini kavramaya çalış: Hedef pazarında mücadeleye gir.
8. Sosyal ağını genişlet ve görünürlüğünü artır: Bir yerlerde bir şeyler için birilerinin aklına senin geliyor olman lazım.
9. Kişisel marka aksiyon planına göre hareket et: Belirli taktikler geliştir ve bir takvime bağlı olarak uygula.
10. Hep ilgili ve odaklı kal: Ne yaptığını ölçümle.
        Kaynak: Sen Bir Markasın

13 Ekim 2012 Cumartesi

Pazarlama Kavramının Tanımı;

Bir profesör, yüksek lisans öğrencilerine pazarlama kavramlarını anlatıyordu:

1. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına giderek “Çok zenginim. Evlen benimle!” dediniz. Bu, doğrudan pazarlamadır.

2. Bir grup arkadaşınızla katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Arkadaşlarınızdan biri kızın yanına gitti ve sizi işaret ederek kıza “O çok zengin. Evlen onunla!” dedi. Bu, reklamdır.
3. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına gidip telefon numarasını aldınız. Ertesi gün arayıp “Çok zenginim. Evlen benimle!” dediniz. Bu, tele pazarlamadır.
4. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Kalkıp kravatınızı düzelttiniz, ona doğru yürüyüp içkisini tazelediniz, arabanın kapısını açtınız, çantasını düşürünce eğilip aldınız, küçük bir gezinti teklif ettiniz ve sonra “Bu arada ben çok zenginim. Benimle evlenir misin?” dediniz. Bu, halkla ilişkilerdir.
5. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanınıza geldi ve “Duyduğuma göre çok zenginmişsiniz. Benimle evlenir misiniz?” dedi. Bu, marka bilinirliğidir.
6. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp “Ben çok zenginim. Evlen benimle!” dediniz. Suratınıza okkalı bir tokat yapıştırdı. Bu, müşteri 
geribildirimidir.
7. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp “Ben çok zenginim. Evlen benimle!” dediniz. O da sizi kocasıyla tanıştırdı. Bu, arz-talep uyuşmazlığıdır.
8. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaştınız, ama siz
birşeyler söyleyemeden önce biri gelip ona “Ben çok zenginim. Benimle evlenir misin?” dedi ve kız onunla gitti. Bu, sizin pazar payınıza göz koyan rekabettir.
9. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp “Ben çok zenginim, evlen benimle!” diyecekken kariniz geldi. Bu, yeni pazarlara girememektir.

11 Eylül 2012 Salı

AŞK KARIN DOYURUR MU?

   Sanırım iş yaşamına yeni atılmış hayatın sorumluluklarını yeni yeni üstlenmeye başlamış gençlerin son zamanlar da ebeveynlerinden en çok duydukları kalıplaşmış cümlelerden bir tanesi : ' Aşk karın doyurur mu?' Ne o öyle canım arkalarından atlı kovalarcasına biraz sorumluluk sahibi oldular diye bu kadar çabuk yüklenilmez ki.. 'Ellerine biraz para geçti aman boşa harcamasınlar sağda solda gereksiz eğlencelere para savurmasınlar, aşık olduklarını sanıp varı yoğu tüketmesinler, para kazanıyorken biriktirsinler ki ileride nasılsa aşık olurlar evlenecek insanı bulduklarında para sıkıntısı çekmesinler' endişesi… Eee nerde kaldı evlilikte dara düşüldüğünde 'iki gönül bir olunca samanlık seyran olur' sözümüz? Ama öle değil bugünü en güzel şekilde yaşamalılar ilerideki para sıkıntılarını düşünmeden korkusuzca geçirmeliler günlerini çünkü aşık olduklarında para düşünülecek en son şey olacak.
Olayın temeline gelirsek buradaki açlık acaba tam olarak neyi ifade ediyor, hangi doyumdan bahsediyor; iş, hayat, karın, para, aşk doyumu hangisinden? Ben bunu 'para ile saadet olmaz, para ile aşk olmaz' diyenlere cevap olarak düşüncelerimi hoyratça savuruyorum. Hayatımızın belli yaşlarında bir anda kendimizi içinde bulduğumuz aşk, aslında yaşama sevincimizin ham maddesidir. Aşk, kişilerin pozitif düşünmesine, neşeli tavırlarına, sürekli gülmek için fırsat kollamasına ve yaşama sevincini nirvanaya ulaştırmasında en önemli etkendir. Kişilerde bu kadar önemli etkisi olan aşk, iş hayatında da çok önemli bir yere sahiptir. İş yerine güler yüzle giden aşık çevresindeki iş arkadaşlarına pozitif enerji aktarır, işine daha istekli ve mutlu bir şekilde sarılır. Gün içerisinde yaşanan tatsızlıkları, olumsuzlukları, çıkara dayanan tavırları asla ciddiye almayarak işine konsantre olur ve bu yüksek motive ile performansı artış gösterir. Tabiki performanstaki bu artış önce +prime, zamanla da yönetimin gözüne çarparak terfi etmeye, daha çok kazanmasına ve hayat standartlarının yükselmesine sebep olur. Bu tırmanış genellikle özel sektör de daha hızlı gerçekleşir. Aslında aşk kişilerde maneviyatın yanı sıra maddi anlamda da katkı sağlamaktadır.

Atalarımızın da dediği gibi “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın” ve benimde dediğim gibi “Her başarılı kadının arkasın da bir erkek vardır”. Evet aşk parayı elinden tutup hadi gidiyoruz diyerek bize getirmez, maddi acıdan bizi doyuma ulaştıracak parayı kazanırken en güçlü motive kaynağı olur.

http://ismaileroglu35.blogspot.com/
                                                                                                                                    İsmail Eroğlu

ZONGULDAK;

   Siyah inci(kömür) maden kaynaklarıyla ülkemize katkıda bulunan Zonguldak kıyı şehri olarak kendisine özgü bir kültürü yansıtmakta. Yeşil alanların bol miktarda boy gösterdiği,dar sokakları ve muazzam mimari yapıtların ağırlıklı olduğu bu güzel şehir bütün güzelliği ile görülmeye değer.

   Zonguldak; dağların eteklerine kurulmuş,yamaçların çok fazla olduğu bir kent.Merkez çarşının bulunduğu kıyıya gittiğinizde kafanızı kaldırıp çevrenize bakın tamamen yeşilin boy gösterdiği dağların eteklerine kurulmuş şehri çok rahat görebiliyorsunuz.Hatta şehir gezim sırasında zonguldağın yerlisi olarak kendisini tanıtan bey amcadan aldığım bilgide;yamaçlara kurulmuş olan bazı mahallelere çöp arabası çıkamıyormuş,çöp toplanmaya çözüm olarak ise katırlar kullanılıyormuş.Bunu duyduğum anda o manzarayı hayal ettim ve eşsiz tarihimiz aklıma geldi.Gerçekten Zonguldak her anlamda tarihimizi en güzel şekilde turizme sunan bir kentimiz.


Dipnot: Zonguldak seyahatimde konakladığım Emirgan Otel; konumu, yeşil ve maviyi en güzel şekilde yansıtan manzarası ve en önemlisi tüm personelin ilgi ve hizmet anlayışından dolayı çok teşekkür eder şiddetle tavsiye ederim.
...Fotoğraflar için üst sekmeden (galeri)kısmına tıklayın veya http://ismaileroglu35.blogspot.com/p/galeri.html

İSMAİL EROĞLU
(25-26.07.2012)

10 Eylül 2012 Pazartesi

SAFRANBOLU;


  En önemli sanayi kentlerimizden Karabük’ün ilçesi olan Safranbolu tarihimizin yansıtıldığı muazzam kentlerimizden bir tanesi.
   Eşsiz mimari yapılara sahip olan Safranbolu evleri, konakları, dar sokaklarıyla ve hanlarıyla meşhur olduğunu eminim herkes biliyordur. Fakat o mimarı konakları yakından görmek, incelemek ve tarihi yaşamak, hissetmek çok farklı bir duygu. Safranbolu eski ve yeni Safranbolu olarak ayrılmış durumda fakat tarihimizin bütün mimari güzellikleri eski Safranbolu’nun bulunduğu bölgededir. Özellikle eski çarşının bulunduğu kısımda Cinci han’ın(eski kervansaray) arkasında yer alan antikacılar, çarıkçılar ve hediyelik eşya satan esnafların olduğu alanda keşfettiğim boncuk cafe nefes kesiciydi. Canlı Türk halk müziği eşliğinde kendi yörelerine özgü odun ateşinde pişen ve yine o bölgeye özgü kahvenin sunumu(odun ateşinde pişen kahve cezvesi+boş kahve fincanı+su+ahududu şurubu+ahududu yaprakları) çok farklıydı. Hatta tepsinin bu şekilde siniye(kültüre özgü masa veya tepsi)gelmesi beni heyecanlandırdı diyebilirim. Sanırım kahvenin lezzetinden bahsetmeme gerek yoktur.

  Safranbolu o kadar çok güzellikleri olan bir yer ki inanın yazmakla bitmez. O yüzden eğer bir gün Safranbolu’ya yolunuz düşerse ki düşmeli Boncuk cafede Türk kahvesi içmeyi ve tarihi evlerini gezmeyi sakın unutmayın.

...Eşsiz Safranbolu evlerinin fotoğraflar için;http://ismaileroglu35.blogspot.com/p/galeri.html
   İsmail EROĞLU
    (27-30.07.2012)

TRABZON-RİZE;


   Türkiye’nin en güzel bölgesi olan Karadeniz doğasıyla, insanların sıcaklığıyla, yöresel müzikleri ve yemekleri ile gerçekten muhteşem bir şehir.Yeşilin her tonunun göz kamaştırdığı Trabzon ve Rize kentlerimiz kesinlikle herkesin görmesi ve havasını soluması gereken yerler.Bölge o kadar farklı ki hava kapalı iken veya yağmur çilerken çok rahat denize girebilir tatilinizi en iyi şekilde değerlendirebilirsiniz.Şehrin en dikkat çeken kısmı halkın Trabzonspor aşkı,halk o kadar sevdalı ki takıma hemen hemen her aracın arkasında,her esnaf dükkanı’nın vitrinin de ve Trabzon’un meydanın da Trabzonspor’u temsil eden renkler ve amblemler görmek mümkün.Hatta Trabzon’un çoğu bölgesinden görünen büyük bir dağa Trabzonspor’un amblemi yapılmış ve kutsal bölge gibi sahip çıkılıyor.
  Gerçekten Trabzon'lu olmanın hatta Karadenizli olmanın çok farklı bir duygu olduğuna inandım.Rize’ye gelince Trabzon’a göre daha düz alana kurulmuş bir bölge başka bir fark göremedim desem yeridir.Fakat Rize-Ayder yaylası o kadar farklı bir yer ki kesinlikle ama kesinlikle kelimelerle anlatılamaz.Hayatım da bu güne kadar gördüğüm en nadide  yer olduğuna eminim.Tamamen turizme adanmış bir bölge.Ayder yolculuğumda yaşadığım bir olayı sizinle paylaşmak isterim;Ayder’e yolculuğumuz sırasında çok ani bir şekilde yağmur başladı sanki oluktan boşalıyordu çevremiz yeşilin her tonu olan dağlarla kaplıydı ve dağların arasıdan geçiyorduk.Belli bir süre daha yola devam ettiğimizde dağların üzerine çıktığımızı farkettim ve bir anda yağmurun kesildiğini gördüm,meğerse Ayder dağları yağmur bulutlarının üzerindeymiş ve o şiddetli yağmurun bulunduğu bölge yağmur bulutlarının tam altıymış.Ayder’e vardığımızda yaşadığım o heyecanı gerçekten anlatmak zor.Yemyeşil dağların üzerindesiniz ve dağların her yerinden küçük su yolları akıyor dağların bitiminde ki büyük dereye,ama çevrenizde ki dağların zirve kısmına baktığınızda sis bulutlarından başka görebileceğiniz tek şey yeşil ve tonları.

 Eğer aşk denilen o heyecanı yaşadığınız bir kişi  varsa hayatınızda gidebileceğiniz  en romantik ve sevginizi en içten şekilde sunabileceğiniz bir bölge Ayder yaylası.
...Fotoğraflar için;http://ismaileroglu35.blogspot.com/p/gezmece_10.html


        İSMAİL EROĞLU
     (07.08.2012-08.08.2012)

3 Ağustos 2012 Cuma

26 Mayıs 2012 Cumartesi

VİCTORİA SECRET'ın DOĞUŞU



Her şey eşine sürpriz olsun diye ona iç çamaşırı almak için gittiği bir mağazada başladı... Stanford Üniversitesi mezunu işadamı Roy Raymond, onca kadının arasında bir erkek olarak mağazayı dolanıp iç çamaşırı seçmekten utanıyordu... Satıcılara sorduğu soruların tuhaf karşılanmasından çekiniyor herkesin kendisine baktığını düşünüyordu.Kendisiyle aynı durumda olan yani karısına ya da sevgilisine iç çamaşırı alırken utanan binlerce erkeğin daha olabileceğini düşündü ve aklına parlak bir fikir geldi: Kendi iç çamaşarı markasını yaratmak.Ama öncelikle pek çok kişinin düşündüğünün tersine iç çamaşırını çekici hatta cinsel obje haline getirmek grektiğini düşündü. Bunun için yapması gereken kadınları düz beyaz iç çamaşırları giymekten vazgeçirip, tıpkı İngiltere Kraliçe Victoria dönemindeki gibi fırfırlı göz alıcı çamaşırlar giymeye yönlendirmekti. Markası da Kraliçe Victoria'nın adını taşıyacaktı: Victoria's Secret yani Victoria'nın Sırrı. Roy Raymond, bu düşünceyi kafasında iyice şekillendirir şekillendirmez hemen Stanford İş Merkezi'nde bir mağaza açtı. Takvimler 1977 yılını gösteriyordu. Raymond mağazayı açarken sermayesi 80 bin dolardı. 40 bin lirasını bankadan geri kalan 40 binini de akrabalarından borç olarak almıştı.Başlangıçta orta halli kadınlara yönelik iddiasız tasarımlar satıyordu. Ama sonra kusursuz görünüşlü mankenler seçerek firmanın adını "sükseli erotizmle" birleştirdi.

Şirket faaliyete geçtiği ilk yıl 500 bin dolar kar yaptı. Raymond, bu başarıdan cesaret alarak 3 mağaza daha açtı ve katalogdan sipariş yoluyla satışa başladı. 1982 yılına gelindiğinde Victora's Secret'ın 6 mağazası vardı ve geliri de iyice artmıştı.

Firma yılda 6 milyon dolar kazanıyordu. Tam bu sırada Raymond; Victoria's Secret'ı The Limited 'ın yaratıcısı olan Leslie Wexner'a sattı hem de 4 milyon dolar karşılığında. Bu onun için sonun başlangıcı oldu... Raymond 1984 yılında My Child's Destiny adında bir çocuk mağazını kurdu. Ama Victoria'nın büyüsü onun için bozulmuştu artık. Firma iki yıl sonra iflas etti.Roy Raymond'un hızlı ve başarılı başlayan öyküsü gizem dolu bir şekilde sona erdi. Raymond 26 Ağustos 1993'te Golden Gate Köprüsü'nden kendini aşağıya bıraktı. Bunu yaptığında sadece 47 yaşındaydı..Günümüzün en çekici ve fantastik iç giyim markası olan Victori's Secret'ın yaratıcısının cesedi köprüden atladıktan tam 1 hafta sonra San Francisco Körfezi'nde bulundu. Ölümüne ilişkin aralarında Raymond'ın farklı tercihlerinin de bulunduğu bir çok iddia ortaya atıldı. Ancak Roy Raymond'ın ölümü bir sır olarak kaldı..Ama firma Raymond'dan sonraki sahibi Leslie Wexner'a uğurlu geldi... Zaten zengin olan Wexner defalarca dünyanın en zengin işadamı seçildi.

Victoria's Secret moda dünyasındaki mankenler için de eşine az rastlanır bir basamak. Bir kez bile olsa bu firmanın defilesine çıkmak ya da kataloglarında yer almak diğer güçlü firmaların dikkatini çekmenin ve yılda milyonlarca dolar kazanmanın garantisi..Ama firmanın yüzü olmak hiç de kolay değil. Sadece güzellik yetmiyor. Bundan fazlası gerekli.

Öncelikle firmaya manken olabilmek için en az 1.76 cm boyunda olmak gerekli.
18 yaşından küçük 30 yaşından büyük olmamak gerekli. ABD vatandaşı olmak ya da ABD'nin eyaletlerinden birinde oturma iznine sahip olmak aranan koşullardan.
İngilizce okuyup konuşabilmeli, sağlığı mükemmel olmalı.
Victoria's Secret magazaları ya da firma ortaklarından hiçbiriyle ilişkisi olmamalı.
Ve sabıka kaydı kesinlikle ve kesinlikle temiz olmalı. Suç işlemek değil buna teşebbüs etmek bile dünyanın en güzel kadını bile olsanızsize firmanın kapılarını kapatıyor.

Victoria's Secret adına çalışan mankenleri ince eleyip sık dokuyarak seçiyor ama onları da kelimenin tam anlamıyla ihya ediyor.
Firmanın günümüzdeki en gözde mankenlerinin kazançları tam anlamıyla dudak uçuklatıcı. Firmanın gözdelerinden Gisele Bundchen'in firmayla olan sözleşmesi bitti ama Bundchen geçen yıl 35 milyon dolar kazandı. Elbette bu para satdece Victoria's Secret'tan kazandığı değil. Ama bu firmanın kariyerine etkisi de gözardı edilemez. Adriana Lima ise geçen yıl 7 milyon dolar kazandı.. Elbette bu paranın çoğu Victoria's Secret'tan geldi.

25 Mayıs 2012 Cuma

YERLİ MARKALAR; (yayın 6)

Mavi Jeans 1991 yılında İstanbul'da kuruldu. Yılda 7 milyon adetlik satışıyla 10 yıldır Türkiye'nin lider markası olan Mavi; ABD, Kanada, Almanya, Avustralya, İngiltere, Danimarka, İtalya ve Hollanda'nın aralarında bulunduğu 50 ülkede 4.600 noktada satılıyor. İstanbul, New York, Vancouver, Montreal, Berlin ve Frankfurt'ta "flagship" mağazaları bulunuyor.
Mavi; İstanbul, New York, Vancouver, Montreal, Londra, Frankfurt, Münih, Kopenhag, Brüksel, Sidney, Zürih, Paris, Toronto, Milano ve Amsterdam şehirlerindeki 15 showroom'u aracılığıyla dünyayla buluşuyor.
Mavi, Time Dergisi'nin 2006 Eylül'ünde yayınlanan Sytle & Design sayısında dünyanın en iyi 16 jeans markası arasında gösterildi.

YERLİ MARKALAR; (yayın 3)

  Türkiye'de GSM temelli mobil iletişim, Şubat 1994'te Turkcell'in hizmete girmesiyle başladı. 27 Nisan 1998'de T.C. Ulaştırma Bakanlığı ile 25 yıllık GSM lisans anlaşması imzalayan Turkcell, abonelerine sunduğu mobil ses ve veri iletişimine dayalı hizmetlerin çeşitliliğini, kalitesini ve buna bağlı olarak abone sayısını da artırarak gelişimini sürdürmüştür. Turkcell kurulduğu günden bu yana 30 Haziran 2006 itibarıyla, lisans bedeli hariç olmak üzere sadece Türkiye'de 6 milyar Amerikan Doları yatırım yapmıştır. 31 Aralık 2006 itibarıyla 32,2 milyon aboneye sahip Turkcell sadece Türkiye'nin lider operatörü olmakla kalmayıp, Avrupa'nın da ilk üç GSM operatöründen biri olma başarısına ulaşmıştır.

YERLİ MARKALAR; (yayın 1)


  Türkiye'nin yeni yeni sanayileşmeye başladığı 1950'li yıllarda, Koç Holdıng'in kurucusu Vehbi Koç, Türkiye'ye döviz kazandıracak bir ürün arayışındaydı. O yıllardaki ülke koşulları çerçevesinde, bir salça ve konserve fabrikası yatırımı için bu alanda tecrübe sahibi olan Bejerano ile ortaklık kurdu. 1954'te kurulan şirketin ismi, Bejerano'nun ve Koç'un ilk iki harflerinin birleşmesiyle Beko olarak tescil edildi. Ancak, ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle, şirket faaliyete geçemedi.
  O yıllarda, General Elektrik ampullerinin satış ve bayiliğini kurma fırsatı doğunca, konserve şirketinin ismi Beko Ticaret A.Ş. olarak değiştirildi. Böylece, Anadolu'da ilk kez bayilik sistemi kuran Vehbi Koç, Arçelik ürünlerini de bu sistemle tüketicinin evine kadar ulaştırdı.
1977 yılında Arçelik distribütörlüğünü Atılım'a devreden Beko Ticaret, 1983 yılından itibaren güçlü tecrübe birikimi ile Beko markası adı altında Türkiye beyaz eşya sektöründe faaliyet göstermeye başladı.
  Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu'nun 1990'lı yıllardan itibaren yurt dışı faaliyetlerine yönelmesiyle, Beko ihracat markası olarak belirlendi.
2000 yılına gelindiğinde ise Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu'nun yeniden yapılanması sonucu Beko, Beko Ticaret A.Ş. bünyesinden çıkarak, Arçelik markası ile birlikte Arçelik A.Ş. çatısı altına girdi.
  Yurt dışına kendi markasıyla satış yapan ilk marka olma özelliğini taşıyan Beko, "Dünya Markası" olma hedefiyle yola çıktı. İlk başarısını Türkiye pazarında kazanan Beko, bu başarıyı yurt dışına da taşıyarak, bugün dünyanın 100'den fazla ülkesinde milyonlarca insanı markası ile tanıştırdı.

FACEBOOK'nun DOĞUŞU


  2004 yılında Harvard Üniversitesi’nde öğrenci olan Mark Zuckerberg tarafından kurulan Facebook, başlarda sadece Harvard öğrencileri’nin aralarında iletişim sağlamaları için kurulan interaktif bir siteymiş. Büyük bir ilgiyle karşılanan Facebook’u  daha 1.senesi dolmadan Amerika’daki tüm okullar kullanmaya başlamış.  2006 yılında  facebook tüm e-mail adreslerine, bazı yaş sınırlandırmalarıyla açılmış. Kullanıcılar diledikleri ağlara; liseleri, çalışma yerleri ya da yaşadığı yerler itibariyle katılım gösterebilmekteymişler. Şimdi de sonuç ortada şuan itibari ile Facebook’a üye olan kullanıcılar 400 milyonun üzerinde. Facebook’un  ismini nerden aldığı da oldukça enteresan. Facebook ismini  “paper facebooks”‘dan alıyormuş . Bu form A.B.D. üniversitelerinde okulların öğrencilerine, öğretmenlere ve çalışanlara doldurduğu, onları tanıtan bir formun adıymış.

...Devamı: http://www.makalemarketi.com/is-dunyasi/tasarim-ve-markalasma/1502-dunyanin-en-buyuk-10-markasinin-dogus-hikayesi.html#ixzz1vslcNuqN

GOOGLE'nin DOĞUŞU


Stanford Üniversitesi’nde okuyan 2 zeki yakın arkadaş Sergen Brin ve Larry Page okuldan mezun olduktan sonra birlikte bir iş kurmaya karar verdiler. O sıralarda internetteki arama motorlarının yetersizliğini farkeden  2 kafadar bu işe soyunmaya karar vermiş . Ama paraları yokmuş . Hayallerini gerçekleştirmek için kendilerine bir sponsor bulmaya karar vermişler ve yine kendileri gibi Stanford Üniversitesi mezunu Andy Becholmsheim’e giderek projelerini anlatmayı düşünmüşler. Defalarca Andy Becholmsheim’a ulaşmaya çalışmışlar ama bir türlü ulaşamamışlar. Yine birgün tamamen tesadüf eseri Andy Becholmsheim’ı sorarlarken arkalarından  “Evet benim “  diyen bir ses duymuşlar. Gözlerine inanamayan 2 kafadar bir solukta tüm projelerini ona anlatmışlar. Anlattıklarına inanan ve inanmakla da doğru yapan Andy Becholmsheim onlara hemen 100.000$lık bir çek imzalamış. Matematikçi olan gençler arama motorunun ismini  yine bir matemetikçinin buluşu olan Googol koymaya karar vermişler . Ama daha sonra telafuz zorluğu nedeniyle kararı Google’dan yana vermişler. İşte günümüzdeki 1 numaralı arama motoru Google da bu şekilde kurulmuş olmuş.



...Devamı: http://www.makalemarketi.com/is-dunyasi/tasarim-ve-markalasma/1502-dunyanin-en-buyuk-10-markasinin-dogus-hikayesi.html#ixzz1vsl4SRYq

Marlboro'nun DOĞUŞU


  Marlboro firmasının kuruluşu oldukça ilginç. Evvel zaman içinde Marlboro adında bir tütün fabrikası varmış. İflasın eşiğinde olan bu fabrikaya birgün bir adam gelmiş ve satışları 3 ay içersinde  3 katına çıkartabileceğini , eğer çıkartırsa şirkete ortak olacağını , söylediğini yapamazsa da hayatı boyunca fabrikada bedava tütün sarabileceğini söylemiş. Çaresizlik içerisinde, kaybedecek hiçbirşeyi olmayan fabrika sahipleri de bu adamın dediğini kabul etmişler. Adamın bunlardan istediği şey boş Marlboro  paketleriymiş. Fabrika’da da bu boş paketlerden istemediği kadar çok varmış. Sonra bu adam gitmiş bütün paketleri tek tek ayağıyla ezmiş ve 3 ay boyunca Amerika’nın farklı bölgelerine bu boş paketleri uçaktan attırtmış. Amerikan halkı sabah uyandıklarında boş Marlboro paketlerini görünce  bukadar çok Marlboro içiliyorsa vardır bunda birşey diyerek Marlboroları satın almaya başlamışlar. Şirketin satışları o ay 5 kat artmış. E adam da şirkete ortak olmuş tabiki. Bu adam Philip Morris’den başkası değilmiş.

...Devamı: http://www.makalemarketi.com/is-dunyasi/tasarim-ve-markalasma/1502-dunyanin-en-buyuk-10-markasinin-dogus-hikayesi.html#ixzz1vsk91gOU

MİCROSOFT'un DOĞUŞU


   Amerikalı girişimci ve dünya’nın en zenginlerinden biri olan Bill Gates 2 kişilik şirketini dünya’nın önde gelen şirketlerinden biri yapmayı başardı. Bill Gates’in bilişime olan ilgisi daha 12 yaşındayken başladı. Paul Allen ile okul arkadaşlığı ile başlayan dostluğu daha sonra iş ortaklığına dönüştü. 1972′de ilk şirketlerini (Traf-O-Data) kurdular. Bu şirket bir trafik sayım ve kontrol sistemi için yazılımlar üretiyordu. Bu sayede  20.000 dolar kazanmış oldular. Gates ve Allen bilgisayar kullanıcıları için geliştirecekleri programı geliştirmek için kendilerine sponsor buldular ve  Gates bunun üzerine okulunu bırakarak Allen ile birlikte  New Mexico’da Microsoft adlı şirketi kurdu. Bill Gates şuanda saniyede 250$ kazanıyor.

...Devamı: http://www.makalemarketi.com/is-dunyasi/tasarim-ve-markalasma/1502-dunyanin-en-buyuk-10-markasinin-dogus-hikayesi.html#ixzz1vsjOUJ4h

COCA COLA'nın DOĞUŞU


  Coca Cola içeceği 1886 yılında eczacı John Stith Pemberton’ın buluşu. Bu adam mide hastasıymış ve tek istediği de bu hastalıktan kurtulmakmış. Bunun için de kendi özel karışımlarını deneyen Pemberton, bir gün karbonat ve suyu karıştırarak değişik ama tadı güzel bir karışım elde etmiş. Bu karışımı dostlarına ikram etmiş. Bir anda çok sevilen bu şurubu , eczanesinin bahçesinde 5 cent’e satmaya başlamış. O dönemlerde günde sadece 5 bardak satabiliyormuş. Aslında ilk başlarda bir ilaç olan bu karışım Pemberton’a da iyi gelmemeye başlamış. Tadı çok güzel olduğu için, içerisindeki karışımları değiştirmiş ve muhasebecisi Frank Robinson ile kafakafaya vererek Coca Cola markasının ismini koymuş. Ard arda gelen 2 C’nin çok sempatik olacağına karar vermişler ve kendi el yazısıyla yazdığı Coca Cola’nın bugüne kadar değişmeyen logosunu yaratmışlardır.

...Devamı: http://www.makalemarketi.com/is-dunyasi/tasarim-ve-markalasma/1502-dunyanin-en-buyuk-10-markasinin-dogus-hikayesi.html#ixzz1vsiiTQIM

APPLE'ın DOĞUŞU


  1976 yılında Steve Jobs ve Steve Wozniak tarafından kurulan Apple Computer’ın ismi bile o dönemler için çok radikal bir kararmış. Çünkü bu isim Steve Jobs’un da fanı olduğu Beatles grubunun Apple Records plak şirketinden geliyormuş. Beatles , Apple şirketini mahkemeye vermiş. 30 yıl süren mahkemenin sonunda Apple Computer, Apple ismini tamamen satın almış da sular durulmuş. Steve Jobs, üniversiteyi daha ilk yılında bırakan bir lise mezunu.  Gençlik yıllarında arınmak ve kişisel gelişimini sağlayabilmek için Hindistan’a bile gitmiş. Sonra geri dönmüş ve Steve Wozniak ile Apple markasını kurmuş. Bilişim teknolojisiyle ilgili bilgiye sahip olmasa da ileriyi görebilen , zeki ve çağ atlatacak ürünleri bulmaya kendini adamış bir isim olduğunu da herkese kanıtlamış Steve Jobs.

...Devamı: http://www.makalemarketi.com/is-dunyasi/tasarim-ve-markalasma/1502-dunyanin-en-buyuk-10-markasinin-dogus-hikayesi.html#ixzz1vsiBVT75

Etiketler

“PAZARLAMA (1) *DÜNYA MARKALARI* (10) *Güncel* (1) *iş-Eğitim Fırsatları* (1) *KENT REHBERİ* (4) *makaleler* (2) 2012 yılının markası kim seçildi (1) 25.kare (1) 25.KARE GERÇEĞİ (1) 50 marka arasına girdi (1) AFYON tarihi (1) AKBANK (1) AKBANK REKLAMLARI (1) alışveriş (1) Ali Ülker (1) altınyıldız (1) Altınyıldız giyim (1) AMBALAJ (1) anlatımlı dersler (1) Apple (2) Apple Kutusu (2) aşk (2) aşk karın doyururmu (1) aşk makalesi (1) aşk mı kariyer mi? (1) Audi (1) Audi nin yasaklanan reklamı. (1) ayder yaylası (2) bahçeşehir üniversitesi (1) Balıklıgöl (1) Başarılı İnsanların 100 Sırrı (1) BAYAN (1) Bayanlar bu Teknolojiye Bayılacak (1) bayanlar için (1) bayanlar ne ister (1) bayanlar nerde çalışmalı (1) bayrak (1) Beko'nun doğuşu (1) belek otelleri (1) beyaz eşya devi (1) Beynimizin Bize Oynadığı Bir Oyun :) (1) bilbord reklamları (1) Bilinçaltı Pazarlama (3) Bir dünya markası (1) bira (1) BMW (2) bmw auidi farkı (1) bmw hangi ülkenin malı (1) bmw kimin (1) Bmw nerde üretiliyor (1) bmw'nin doğuşu (2) bodrum otelleri (1) cannes lions uluslar arası yaracılık festivali (1) CATERİNG (1) catering hizmetleri (1) coca cola (1) Coca cola'nın doğuşu (1) Crystal Hotels (1) çekicilik (1) devremülk (1) DIŞ GÖRÜNÜŞ.İSMAİL EROGLU (1) dış görünüşün önemi (1) dilenci (1) Doğan burda dergi grubu (1) doğru uyuma (1) dubai (1) dünya (30) dünya markaları (1) Dünyanın en çok izlenen ödüllü videosu (GÜLÜMSE) (1) Dünyanın En Pahalı Reklamı (1) Dünyanın Kalbi (2) efes bira (1) Efes pilsen (1) Ekonomik oteller (2) el çabukluğu (1) en çok izlenen video (1) en güel reklam (1) en güzel evler (1) en güzel şehir (1) en güzel şehirler (1) en iyi araç (1) en iyi motivasyon konuşması (1) en iyi reklam (1) En iyi reklamlar (2) en pahalı reklam (1) en tutulan reklamlar (1) enzo ferrari (1) etiket (1) ev mimari (1) FACEBOOK (1) facebook kimin (1) Facebook nasıl oluştu (1) Facebook'un doğuşu (1) ferranini doğuşu (1) Ferrari (1) genç aslanlar (1) gerilla (1) Gerilla Pazarlama (1) gezmece (13) gizli reklam (1) Google (1) google de reklam (1) google kimin (1) google kuruluşu (1) google nasıl reklam vericez (1) google reklamları (1) GÖKKUŞAĞI (1) göz yanılması (1) GÖZLERİNİZE İNANAMAYACAKSINIZ :) (1) Gülmece (1) gülmek istiyorum (1) Güncel (1) halisilasyon videoları (1) Hangi sektörde Çok bayan çalışıyor (1) hazır giyim (1) hazır yemek (1) hız (1) http://www.victoriasecret.com.tr/ (1) ilginç reklamlar (5) İNANMAK+İSTİKRAR=BAŞARI (1) İNSAN HAKLARII(ÖDÜLLÜ VİDEO) (1) internet (1) internet reklamcılığı (1) internet reklamı (1) İSMAİL EROGLU (10) İSMAİL EROĞLU (58) isTANBUL (4) İstanbul tarihi (2) iş ilanları (1) iş imkanları (1) İZMİR (1) izmir catering (1) İZMİR haberleri (1) İZMİR KIZLARI (1) jeans (1) jeep (1) kadın çalışanlar (1) kadınlar (2) kadınlar erkek de neyi sevmezler (1) kadınlar ne ister (2) Kadınlara nasıl davranılmalı (1) kadınları nasıl etkileriz (1) kadınların bulunduğu 10 sektör (1) Kahve sunumu (1) kalite (1) kara inci (1) karadeniz (1) Karadeniz halkı (1) karadeniz iklimi (1) karadeniz tatili (1) karadeniz turları (1) karadenizde nereye gidilmeli (1) karikatür (1) KARMA RENKLER (1) KELİMELERİN GÜCÜ (1) kelimelerle dans (1) KENT REHBERİ (2) kız kulesi (2) Kilit şirketler grubu (1) kişilik analizi (1) kişisel gelişim (1) kişisel marka (1) kömür madenleri (1) küreselleşme (1) makale (1) makaleler (2) makina reklamı (1) marka (29) Marka bağlılığı nedir (1) marka değeri (1) marka değeri nedir (1) marka hakları (1) Marka hikayeleri (1) marka misyonları (1) marka nedir (1) MARKA Ödülü (1) marka vizyonu (1) marka.yükselen markalar (1) markaların hikayeleri (1) Markaların rengi (1) markalaşma (4) Marketing (2) Marlboro (1) Mavi (1) mavi jeans (1) Mavi jeans nasıl marka oldu (1) Meşhur evler (1) Microsoft (1) milano (1) misyon nedir (1) misyon vizyon (1) nasıl marka olunur (3) nasıl motive olunur (1) nasıl uyumalıyım (1) neden bmw (1) nedir (1) Osmanlı (2) Osmanlı tarihi (2) ödüllü video (1) pahalı reklam (1) paris (1) Pazar (1) pazarlama (14) pazarlama dünyası (1) pazarlama kavramı (1) pazarlama nedir (1) pazarlama stratejileri (4) pazarlama tanımı (1) Pazarlama teknikleri (1) pazarlama videoları (1) pazarlanan ürünler (1) REKLAM (7) reklam dünyası (1) reklam festivali (1) reklamcılık (1) reklamlar (8) reklamlarda 25.kare (1) RENKLER (1) renkler ve anlamları (1) renklerin anlamı (1) RENKLERİN DİLİ (1) resim (1) rize (2) Rusya'nın 25.kare önlemi (1) Safranbolu (2) safranbolu evleri (2) Safranbolu nasıl (1) Safranbolu nerde (1) safranbolu otelleri (1) Safranbolu tarihi (1) Safranbolu tatili (1) sağlık (1) sağlıklı uyku için (1) sağlıklı uyku pozisyonu (1) sanat çalışmaları (1) satış (2) satış ilişkileri (1) satış pazarlama (1) satış taktikleri (1) satış teknikleri (1) side otelleri (1) sinema nasıl markalaşır (1) siyah elmas (1) siyah inci (2) son teknoloji (1) Süleyman kilit (1) Şanlıurfa (1) şans (1) şaşırtan videolar (1) şehir markalaşması (2) TAKIM ÇALIŞMASI (1) takım elbise (1) Tarih (1) tarihi mimariler (1) tatil (3) tatil kentleri (1) tatil rehberi (1) TEKİRDAĞ KÖFTESİ (1) Tekirdağ tarihi (1) teknoloji (1) termal (1) Trabzon (2) Trabzonspor (2) turizmde yerli markalar (1) Turkcelin doğuşu (1) Turkcell (1) Turkcell kimin (1) TURKİSHTİME (1) Tüketici (1) TÜRK Bayrağı (1) Türk kahvesi sunumu (1) Türk markası (2) Türk sineması (1) Türk sinemasını markalaştırmak (1) TÜRKİYE (2) Türkiyenin en güzel yeri (3) ucuz beyazeşya (1) Urfa (1) Urfa balıklıgöl (1) Ülker (1) üretim farkı (1) üretim süreci (1) ürün (21) ürün yerleştirme (1) venedik (1) Victorıa secret (1) victoria secret'ın doğuşu (1) vizyon nedir (1) volkan (1) volkan itfaiye (1) volkan online (1) web de reklam nasıl verilir (1) WEP (1) www.altınyıldız.com (1) www.apple.com (1) www.beko.com (1) www.facebook.com (1) yaratıcı reklamlar (1) yaratıcılık (1) yaratıcılık festivali (1) Yaratıcılıkkkk (1) Yaratıcılıkkkk :) (1) yatış şekilleri (1) yemek organizasyonları (1) yenı trendler (1) yeni mazalar (1) yeni nesil reklamlar (1) yeni pazarlama taktikleri (1) yeni reklamlar (1) YENİLİK (1) yerli malı (1) Yerli markalar (2) yeşil mavi (1) Yılın en yaratıcı reklamı (2) yılın marka ödülü (1) yükselen yıldız (1) ZONGULDAK (15) zonguldak kömürü (1) Zonguldak otelleri (1) zonguldak yorumları (1)