Sanırım iş yaşamına yeni atılmış hayatın sorumluluklarını yeni yeni üstlenmeye başlamış gençlerin son zamanlar da ebeveynlerinden en çok duydukları kalıplaşmış cümlelerden bir tanesi : ' Aşk karın doyurur mu?' Ne o öyle canım arkalarından atlı kovalarcasına biraz sorumluluk sahibi oldular diye bu kadar çabuk yüklenilmez ki.. 'Ellerine biraz para geçti aman boşa harcamasınlar sağda solda gereksiz eğlencelere para savurmasınlar, aşık olduklarını sanıp varı yoğu tüketmesinler, para kazanıyorken biriktirsinler ki ileride nasılsa aşık olurlar evlenecek insanı bulduklarında para sıkıntısı çekmesinler' endişesi… Eee nerde kaldı evlilikte dara düşüldüğünde 'iki gönül bir olunca samanlık seyran olur' sözümüz? Ama öle değil bugünü en güzel şekilde yaşamalılar ilerideki para sıkıntılarını düşünmeden korkusuzca geçirmeliler günlerini çünkü aşık olduklarında para düşünülecek en son şey olacak.
Olayın temeline gelirsek buradaki açlık acaba tam olarak neyi ifade ediyor, hangi doyumdan bahsediyor; iş, hayat, karın, para, aşk doyumu hangisinden? Ben bunu 'para ile saadet olmaz, para ile aşk olmaz' diyenlere cevap olarak düşüncelerimi hoyratça savuruyorum. Hayatımızın belli yaşlarında bir anda kendimizi içinde bulduğumuz aşk, aslında yaşama sevincimizin ham maddesidir. Aşk, kişilerin pozitif düşünmesine, neşeli tavırlarına, sürekli gülmek için fırsat kollamasına ve yaşama sevincini nirvanaya ulaştırmasında en önemli etkendir. Kişilerde bu kadar önemli etkisi olan aşk, iş hayatında da çok önemli bir yere sahiptir. İş yerine güler yüzle giden aşık çevresindeki iş arkadaşlarına pozitif enerji aktarır, işine daha istekli ve mutlu bir şekilde sarılır. Gün içerisinde yaşanan tatsızlıkları, olumsuzlukları, çıkara dayanan tavırları asla ciddiye almayarak işine konsantre olur ve bu yüksek motive ile performansı artış gösterir. Tabiki performanstaki bu artış önce +prime, zamanla da yönetimin gözüne çarparak terfi etmeye, daha çok kazanmasına ve hayat standartlarının yükselmesine sebep olur. Bu tırmanış genellikle özel sektör de daha hızlı gerçekleşir. Aslında aşk kişilerde maneviyatın yanı sıra maddi anlamda da katkı sağlamaktadır.
Atalarımızın da dediği gibi “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın” ve benimde dediğim gibi “Her başarılı kadının arkasın da bir erkek vardır”. Evet aşk parayı elinden tutup hadi gidiyoruz diyerek bize getirmez, maddi acıdan bizi doyuma ulaştıracak parayı kazanırken en güçlü motive kaynağı olur.
http://ismaileroglu35.blogspot.com/
İsmail Eroğlu
Olayın temeline gelirsek buradaki açlık acaba tam olarak neyi ifade ediyor, hangi doyumdan bahsediyor; iş, hayat, karın, para, aşk doyumu hangisinden? Ben bunu 'para ile saadet olmaz, para ile aşk olmaz' diyenlere cevap olarak düşüncelerimi hoyratça savuruyorum. Hayatımızın belli yaşlarında bir anda kendimizi içinde bulduğumuz aşk, aslında yaşama sevincimizin ham maddesidir. Aşk, kişilerin pozitif düşünmesine, neşeli tavırlarına, sürekli gülmek için fırsat kollamasına ve yaşama sevincini nirvanaya ulaştırmasında en önemli etkendir. Kişilerde bu kadar önemli etkisi olan aşk, iş hayatında da çok önemli bir yere sahiptir. İş yerine güler yüzle giden aşık çevresindeki iş arkadaşlarına pozitif enerji aktarır, işine daha istekli ve mutlu bir şekilde sarılır. Gün içerisinde yaşanan tatsızlıkları, olumsuzlukları, çıkara dayanan tavırları asla ciddiye almayarak işine konsantre olur ve bu yüksek motive ile performansı artış gösterir. Tabiki performanstaki bu artış önce +prime, zamanla da yönetimin gözüne çarparak terfi etmeye, daha çok kazanmasına ve hayat standartlarının yükselmesine sebep olur. Bu tırmanış genellikle özel sektör de daha hızlı gerçekleşir. Aslında aşk kişilerde maneviyatın yanı sıra maddi anlamda da katkı sağlamaktadır.
Atalarımızın da dediği gibi “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın” ve benimde dediğim gibi “Her başarılı kadının arkasın da bir erkek vardır”. Evet aşk parayı elinden tutup hadi gidiyoruz diyerek bize getirmez, maddi acıdan bizi doyuma ulaştıracak parayı kazanırken en güçlü motive kaynağı olur.
http://ismaileroglu35.blogspot.com/
İsmail Eroğlu