GERİLLA PAZARLAMA :)
Jay Conrad Levinson, Gerilla Marketing’i şöyle tanımlıyor; ” Bütçesi küçük hayalleri büyük girişimciler için …”
“Guerilla” kelimesi ilk olarak tahmin edileceği üzerine bir savaşda ortaya çıkdı. Köken olarak İspanyolca’dan gelmektedir. İspanyolların Fransız Napolyan’a karşı 1807 – 1814 yılları arasında sürdürdüğü direnişde ilk defa bu kavram kullanıldı. Çete harbi, çete mücadelesi anlamına gelen “Guerilla”nın zayıfların silahı olduğunu söyleyebiliriz. Taktiksel olarak da düşmana “asker” olarak görülmeden düşmanı püskürtmek, ortadan kaldırmak için kullanılmıştır. Gerilla yada gerilla taktiği ilk olarak “Özgürlük Savaşcısı – Ernesto Che Guevara” tarafından avrupaya tanıtılmıştır. Gerilla taktikleri akılcıydı, dezavantajları avantaja çeviren bir yapıdaydı. Düşmanı moralmen çökertmeyi hedefler ve onlara bir dakika bile rahat vermeden düşmanı heran savaş olurcasına hazır tutmayı hedeflerdi. Düşman birdahaki saldırının ne zaman ve nereden geleceğini asla tahmin edemezdi.
“Gerilla Taktiği”nin kullanımı ilk olarak 1960’lı yılların ortalarında Amerika’da “Pazarlama ve Reklam” alanında görülmüştür. Bu yıllarda meydana gelen Vietnam istilası ve oradaki halkın gerilla taktiğini başarıyla kullanması Marketing sektörünü etkilemiştir. Şirketler kendi gelirlerini agresif politikalarla arttırma yoluna gitmiştir.
Gerilla ruhunu birkaç kelimeyle anlatmak gerekirse; sabırlı, inatçı, duyarlı, cömert, enerjik, değişime açık denebilir. Firmayı tanıtabilmek için doğrudan posta kartları göndermek, e-posta kampanyaları düzenlemek, ücretsiz bilgi sağlamak için web sitesi hazırlamak, forumlara üye olmak, araba reklamı gibi yöntemler gerilla pazarlamanın en çok kullanılan yöntemleri.
“Guearilla Marketing”in amacı kendi mallarına, hizmetlerine, tekliflerine olan ilgiyi en yükseye çıkarırken bu uğraş için harcanılan kaynakları, masrafları en aza indirmektir. Gerilla Marketing tıpkı bir gerilla savaşcısı gibi dikkati başka bir tarafa çekmeye çalışır. Bunu yaparkende uyguladıkları politikalar “değişik, şaşırtıcı, orijinal, eğlendirici”dir. Her şey küçük bir bütçeyle meydana gelir ve her türlü sektörde kullanılabilir.
Gerilla Marketing ilk başlarda sadece küçük firmaların büyük firmalarla daha iyi mücadele edebilmesi için kullanılmıştır. Bundan dolayı gerilla marketing fikrinin öncülerinden Jay Conrad Levinson bu yaklaşımı bir “yıpratma” saldırısı olarak tanımlar.
Gerilla Marketing de önemli olan bir noktada esnekliktir. Şirketler yayılma alanlarının, karlarının, aktivitelerinin azalmasını önlemek için her duruma karşı tıpkı bir gerilla gibi esnek olmalıdırlar. Kaynaklarını yeni fırsatlara hızlı ve en etkin bir şekilde yönlendirebilmelidirler. Pazar da oluşabilecek her türlü durumu önceden tahmin etmek, sonsuz rekabet ortamında ayakta kalabilmek içinde bulundukları durumu iyi analiz etmelidirler.
Gerilla Marketing de şirketler Marketing stratejilerini oluşturmak için mutlaka fiyat politikalarına dikkat etmek zorundadırlar. Sundukları ürünler, teklifler şaşırtıcı, agresif olmalıdır.
Gerilla Marketing uygulamalarının diğer önemli tarafı ise mesajın olabildiğince kişiye en etkin bir şekilde yayılmasıdır. Bunun içinde günümüzde 1 milyar kullanıcıya ulaşan internet paha biçilmez bir uygulama alanıdır. İnternet Blogları, online magazin-gazete-dergiler ile, chat ve forum sayfaları ile etkili bir şekilde iletilmek istenen mesajın yayılması sağlanır. Guerilla Marketing içinde bahsedebileceğimiz bir alt dal ise almanca Moskito Marketing ingilizce ise Mosquito Marketing olarak isimlendirilen “sivrisinek pazarlama” dır.
Devamı: http://www.yenimakale.com/gerilla-pazarlama-marketing.html#ixzz1xwTuNAy7
SATIŞ?
Toplumuzda ki satış ve pazarlama algısı, genel olarak ayırt edilmeyen ve bonus saç kıvrımları gibi iç içe geçmiş çözümlenmesi zor düğümlere benziyor. Bir çok sektörde yatırımcılar tarafından bile bu iki kavram halen tam olarak algılanmamaktadır. Toplumumuzda ki bu yaklaşımın altında, ver parayı al malı, parayı veren düdüğü çalar zihniyeti yatmaktadır.
Oysa satış; Profesyonel satışçılar için bir yaşam biçimidir.
Başarılı bir satışçı, önce kendisini, ardından çalıştığı firmayı ve sonrasında ürününü en iyi şekilde sunmakla mükelleftir.
Öncelikle bu iki tanımı ve yapılan işi biraz tarif etmek, sizin satış algınıza yönelik hedef belirlemeniz için faydalı olur diye düşünüyorum.
Satış ve Pazarlama arasında ki fark kavramı;
Pazarlama fikir ile başlayan, fikrin yatırıma dönüştürülüp hedef kitleye servis edilme anına kadar yapılan çalışmaların tümünü kapsamaktadır. Elbette devamlılık arz eden ticaretin olmazsa olmazıdır pazarlama.
Satış ise bir ürün veya hizmetin müşteri tarafından satın alınarak parasının ödenmesidir bir başka deyişle faturalandırılmış bir ürün veya hizmetin paraya dönüşmesidir. Pazarlamanın bir çok segmentleri olduğu gibi satışında kendi yapısı içinde dalları vardır.
Satış öncesi, satış anı ve satış sonrası gibi temel örnekler verecek olursak satışın olmazsa olmazları olan üç temel adımın altında bile bir çok adım sıralamak mümkündür.
Elbette satış ve pazarlama konusunu bütün yönleri ile bu yazıya sığdırabilmek mümkün değildir.
Satış ile ilgili daha belirleyici bir örnek verecek olursak;
Gündelik yaşamda kullandığımız bazı kavramlar, subjektiftir. Satış; bireyin kültürü, düşünceleri, duyguları, uğraşı alanı ve mesleğine göre farklı şeyler ifade edebilmektedir.
Satış Nedir?
Diye sorduğumuzda, profesyonel bir satışçıya göre anlamı ile müşteriye göre anlamı, subjektif olarak değişebilir.
Satış ile ilgili aşağıda bir kaç basit örnek verecek olursak siz nasıl algılarsınız acaba?
Sizce hangi tanım daha doğrudur?
1. Satış, satıcı ile alıcı arasında bir malın alıcıya verilmesi, bunun karşılığında bir fiyat, bir değer alınması yoluyla yapılan işlemdir.
2. Satış, insanları anlama sanatıdır. Alıcının bakış açısını ön görerek, mantıksal yaklaşım ve faydalı anlatımla karşıdaki insana güven verme yoluyla, samimi bağlantı kurarak, doğru sorular sorarak, müşterinin öncelik algısını değiştirebilme yeteneğidir.
3. Satış, ihtiyaçların karşılanması için belli bir bedel karşılığında mal ve veya hizmet satışı / satınalınmasını sağlamaktır.
Profesyonel bir satışçı için, satışın ne anlama geldiği ile bir tüketiciye göre satışın ne anlattığının yorumları farklı olabilir. Tezgahtara göre satış, gelir kazanmaya yönelik çalışma ve emek, tüketiciye göre ise ihtiyaçlarının temin edilmesidir.
Burada kişi, tezgahın arkasında mı? Yoksa tezgahın önünde mi? Sorusu ön plana çıkıyor.
Tezgahtar, sattığı ürünün fiyatını, özelliklerini, sağladığı faydayı, ödeme şekline ve miktarına göre ne kadar indirim yapabileceğini bilmesi, tüketiciye göstereceği yaklaşım, anlayış, güler yüz performansını etkiler.
Tüketiciye göre ise ihtiyaçları, bütçesi, zevkleri ve zamanın modası vb. faktörler satın almasını etkiler.
Verdiğim kısa örneklere bakıldığında satışın kendi başına bir sanat olduğunu görmemiz mümkün.
Satış bir diğer yönü ile duygu işidir. Bu nedenle ben dünya’da ki en iyi satışçıların siyasetçiler olduğuna inanıyorum.
Bir siyasi parti liderini düşünün! Seçim kampanyası çerçevesinde meydana çıktığında seçmenlere hitap etme esnasında ki duruşu, ses ritmi, proje vaadleri vb. bir çok konuda kendini, fikirlerini, idolojisini seçmene nasıl sattığını görmek aslında satışın önemini anlamak için oldukça yeterlidir.
http://www.habermerkezi.se/bm/satis-nedir.
PAZARLAMA NEREYE GİDİYOR?
Şu bir gerçek ki, oranları ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, genç nüfustan çok, yaşlı nüfus artmaktadır. Her birkaç saniyede, bir kişi ellili yaşlara adım atıyor. Bununla birlikte, yeni nüfus, daha bilinçli, daha entelektüel birikime sahip olarak yaşamına devam etmektedir. Pazarlama dünyası, her ne kadar, geçmişten bu yana bütün stratejilerini genç nüfus üzerine kurgulasa da, yaşlı nüfus, yakın tarihte genç nüfusu geçeceğe benziyor. Gerçipazarlama dünyasının kimi uzmanları, bu değişimin farkına vararak, dikkatleri bu tarafa doğru çekmekte çalışıyor ama bu gidişat, yakın bir tarihte epey hız kazanacağa benziyor.Pazarlama dünyasının bu nüfusa yönelik proje üretmesi, bu tip insanların yaşamlarına hitap edecek satış taktiklerini oluşturulması, gelmekte olan süreçlerden biri olarak görünmektedir. Bu durum yakın zamanda, firmaların mal ve hizmet üretiminde, çeşitli değişikliklerin olacağı anlamına gelirken, bunların reklamlarının da, bu kesime ulaşılabilecek yeni mecralarda kullanılacağı anlamına gelmektedir.
GELECEĞİN MESLEK GRUPLARI
Küresel iklim değişikliği nedeniyle gün geçtikçe daha da önemli bir mesele haline gelen enerji tasarrufu, evleri de yakından ilgilendiriyor. İnşa edilen az enerji tüketecek bu yeni evlere de ‘yeşil evler’ deniyor zaten. İşte bu sıfır enerji tüketen evleri tasarlama konusunda uzmanlaşmış mimarlar, kesinlikle gelecekte aranan insanlardan olacak. Şimdilik bu bölüm, ABD’de bulunan Yale Üniversitesi’nde mimarlık ve çevre yönetimi altında açıldı. Bu işi icra edenlerin kazanacağı ortalama rakam ise dudak uçuklatır cinsten; yıllık 45 bin ile 100 bin dolar civarında bir kazanç söz konusu.
*Fikir geliştirme direktörü
Artık sizin herhangi bir konu hakkında düşünmenize ya da araştırma yapmanıza gerek kalmayacak. Siz görevinizi yerine getirirken, şirketler düşünce geliştirme direktörleri sayesinde yeni fikirleri sadece yazılı istatistiklere bağlanmadan, sokaklarda insanlarla konuşarak geliştirecek. Mesleğin özü kamuoyu yoklaması yani... İletişimi kuvvetli olanlar ve konuşmayı sevenler için ideal iş
*Yapay zekâ pazarlamacılığı
Bir zamanların bilim kurgusu, bugünün felsefesi, geleceğin dünyası... İnsan zekâsının çalışma prensipleri esas alınarak üretilmiş, insandan bağımsız yapay zekânın yüzyılı olacak gibi görünüyor önümüzdeki... Zekâsını kullananlar, yapayı konusunda uzmanlaşmanın önemini öngörebilirler. Düşünen robotlar ve bu mantıkta üretilmiş sistemler, daha şimdiden günlük hayatın parçası olmaya başladı bile...
*Aktüerlik
ABD’de ve Avrupa’da ücret, prestij ve iş tatmini açısından en çok istenen ilk 10 meslek arasında bulunan bu meslek, aslen risk ölçme ve yönetme uzmanlığı alanını kapsıyor. Sigortacılık tekniğiyle buna ilişkin yatırım, finansman ve nüfus hareketleri konularında olasılık ve istatistik teorilerini uygulayan, tablolar hazırlayan ve raporlar oluşturarak kesin hesapları onaylayan kişi anlamına gelen aktüerler, risk ölçme ve yönetme konusunda uzman oldukları için farklı birçok sektörde iş bulma imkânına sahip olabiliyorlar. AB’ye üyelik sürecinin bu mesleğin önemini artıracağı da kesin gibi... Bu diploma lisans düzeyinde Türkiye’de ilk kez ve İngilizce olarak bu yıl Yaşar Üniversitesi’nde ‘Aktüerya Bilimleri Lisans Programı’ adı altında veriliyor.
EKONOMİ
Çin, Almanya'nın ihracattaki dünya liderliğini elinden aldı.
Toplam 1,2 trilyon dolarlık ihracatla Almanya'yı geride bırakarak dünya lideri olan Çin, 196 milyar dolarlık da ticaret fazlası verdi.
Çin Devlet Medyası 2009 genelinde ülkenin toplam ihracatının 1,2 trilyon dolara ulaştığını bildirdi.
Almanya ise 2009 yılında 1,17 trilyon dolar (816 milyar avro) ihracat yaptığını açıklamıştı.
Çin, 14 aydır ilk kez Aralık ayında ihracatında artış yaşayınca dünyanın en büyük ihracatçısı olma unvanına kavuştu. Çin'in ihracatı aralık ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,7 artış gösterdi.
Almanya'nın elinden ihracat birinciliğini almakla birlikte Çin, 2009 yılı toplamındaki ihracatı 2008'e göre yüzde 13,9 düşüş kaydetti.
Çin'in yeni statüsü büyük oranda sembolik olmakla birlikte ekonominin dayanıklılık kabiliyetini gösteriyor. Finans krizi nedeniyle küresel tüketici talebi çökse bile düşük maliyetli üretimin deniz aşırı satışı devam ediyor.
Öte yandan, Şinhua Haber Ajansına göre, 2009 yılında Çin'in ticaret fazlası yüzde 34,2 artarak 196 milyar dolara yükseldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder