25 Mayıs 2012 Cuma

COCA COLA'nın DOĞUŞU


  Coca Cola içeceği 1886 yılında eczacı John Stith Pemberton’ın buluşu. Bu adam mide hastasıymış ve tek istediği de bu hastalıktan kurtulmakmış. Bunun için de kendi özel karışımlarını deneyen Pemberton, bir gün karbonat ve suyu karıştırarak değişik ama tadı güzel bir karışım elde etmiş. Bu karışımı dostlarına ikram etmiş. Bir anda çok sevilen bu şurubu , eczanesinin bahçesinde 5 cent’e satmaya başlamış. O dönemlerde günde sadece 5 bardak satabiliyormuş. Aslında ilk başlarda bir ilaç olan bu karışım Pemberton’a da iyi gelmemeye başlamış. Tadı çok güzel olduğu için, içerisindeki karışımları değiştirmiş ve muhasebecisi Frank Robinson ile kafakafaya vererek Coca Cola markasının ismini koymuş. Ard arda gelen 2 C’nin çok sempatik olacağına karar vermişler ve kendi el yazısıyla yazdığı Coca Cola’nın bugüne kadar değişmeyen logosunu yaratmışlardır.

...Devamı: http://www.makalemarketi.com/is-dunyasi/tasarim-ve-markalasma/1502-dunyanin-en-buyuk-10-markasinin-dogus-hikayesi.html#ixzz1vsiiTQIM

APPLE'ın DOĞUŞU


  1976 yılında Steve Jobs ve Steve Wozniak tarafından kurulan Apple Computer’ın ismi bile o dönemler için çok radikal bir kararmış. Çünkü bu isim Steve Jobs’un da fanı olduğu Beatles grubunun Apple Records plak şirketinden geliyormuş. Beatles , Apple şirketini mahkemeye vermiş. 30 yıl süren mahkemenin sonunda Apple Computer, Apple ismini tamamen satın almış da sular durulmuş. Steve Jobs, üniversiteyi daha ilk yılında bırakan bir lise mezunu.  Gençlik yıllarında arınmak ve kişisel gelişimini sağlayabilmek için Hindistan’a bile gitmiş. Sonra geri dönmüş ve Steve Wozniak ile Apple markasını kurmuş. Bilişim teknolojisiyle ilgili bilgiye sahip olmasa da ileriyi görebilen , zeki ve çağ atlatacak ürünleri bulmaya kendini adamış bir isim olduğunu da herkese kanıtlamış Steve Jobs.

...Devamı: http://www.makalemarketi.com/is-dunyasi/tasarim-ve-markalasma/1502-dunyanin-en-buyuk-10-markasinin-dogus-hikayesi.html#ixzz1vsiBVT75

FERRARİNİN DOĞUŞU


  Ferrari’nin hikayesi aslında Enzo Ferrari’nin hikayesidir. Bu yüzden size Enzo Ferrariyi anlatmamız gerekiyor ki Ferrari markasını nasıl kurulduğunu anlatalım. Enzo Ferrari, 1916 yılında daha 18 yaşındayken tüm ailesini 1.Dünya savaşında kaybeder. Yanlızlıkla başlayan gençliği, onu yarışçı olmaya iter . O yıllarda Alfa Romeo’nun efsanevi yarışçısı olur. Enzo Ferrari’nin belki de kaybedecek birşeyi olmamasından kaynaklanan hız tutkusu onu pistlerin 1 numaralı yarışçısı yapar. Oğlu Dino Ferrari’nin doğumunun ardından pistlere ara vererek otomobil fabrikasında çalışmaya başlar. Aslında bu onun için bir kayıp dönem değil , kazanç yılları olur. Çünkü bu dönemde Enzo Ferrari, spor arabaların geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapar. Bu da onu Alfa Romeo’nun sportif direktörü olmasını sağlar. Daha sonra Alfa Romeo’dan ayrılır ve Auto-Avio Costruzioni firmasını kurar. Bu şirketin amacı yarış arabalarına yarış takımları satmaktır. Buarada kendisine bir atölye kiralayarak kendi arabasını yaratmaya başlar. Ancak 2.Dünya Savaşı’nın yarattığı negatif etkiler yüzünden bunu yarıda bırakmak zorunda kalır. Ancak yıllar sonra Ferrari Modena 360 , Enzo Ferra’nin bir ön tasarımından baz alınarak yapılmıştır. Ve işte sıra geldi Ferrari markasının doğuşuna… 1946 yılında Enzo Ferrari kendisine yeniden bir atölye açar ve Ferrari bu şekilde kurulmuş olur. Ferrari , pistlerde büyük başarılar kazanırken ; bir yandan da profesyonelce yönetilmediği için maddi sorunlar yaşamaya başlar. Enzo Ferrari, borçlarını ödemek için İtalyan mafyasından para alır. Ama parasını geri ödeyemeyince mafya Enzo’nun oğlu Dino’yu zehirleyerek öldürür. Ancak bu bir komplo teorisinden öteye gidemez , çünkü mahkeme tutanaklarına göre 24 yaşındaki Dino kas yetmezliğinden ölmüştür. Bunun üzerine Enzo , Ferrari Dino serisini tasarlar. Yaşanan maddi zorluklar neticesinde  Ferrari, Fiat firmasına satılır. Enzo Ferrari, Ferrari markasının kurulmasından 41 yıl sonra hayata veda eder. Enzo F.’nin yaşamı boyunca en beğendiği Ferrari modeli F40 olmuştur. Bu arabaya ilk sahip olan isim de Dieg Armando Maradona’dır.


...Devamı: http://www.makalemarketi.com/is-dunyasi/tasarim-ve-markalasma/1502-dunyanin-en-buyuk-10-markasinin-dogus-hikayesi.html#ixzz1vsgfxHPA

19 Mayıs 2012 Cumartesi

RENKLERİN DİLİ

Temel olarak doğal renkler siyah, beyaz ve griden başka beş renk var: kırmızı, turuncu, sarı, yeşil ve mavi. En iyisi ara yada karışık renklerdense bu beş temel renkten birini tercih etmektir. Ancak hangisini ? Aklınızda tutmanız gereken, tüm renklerin gözün aynı yerinde yaratılmadığıdır. Renk spektrumunun kırmızı ucunda yer alan renkler, retinanın hemen arkasında oluşur. Bu nedenle, baktığınızda kırmızı rengin üzerinize doğru geldiğini hissedersiniz.

Renk spektrumunun mavi ucundaki renkler, retinanın hemen önünde odaklanır. Mavi renk sizden uzaklaşıyormuş izlenimi yaratır.Bu fiziki nedenlerle, kırmızı enerji ve heyecanın rengidir. Kırmızı yüzünüzün rengidir. Niçin ülke bayraklarının yüzde 45′inde hakim renk kırmızıdır ? (Mavi ikinci belirgin renktir. Bayrakların yüzde 20’ye yakınında hakim renktir.)


Mavi kırmızının zıddıdır. Mavi;huzur veren, sakinleştirici bir renktir. Mavi dinlendirici bir renktir.

Markalar dünyasında, kırmızı satış rengidir ve dikkat çekmek için kullanılır. Mavi kurum rengidir, istikrar mesajını aktarmak için kullanılır. Örneğin; Coca-Cola kırmızı, IBM mavidir.

Diğer temel renkler bu ikisinin arasında yer alır. Turuncu, maviden çok kırmızıya yakındır. Yeşilse, kırmızıdan çok maviye.

Sarı nötr bir renktir. Ancak, gözünüzün seçebildiği dalga boyunun ortasında yer aldığı için aynı zamanda en parlak renktir. (Bu parlaklığından, dikkat çekmek için yararlanılır, sarı ışıklar, sarı çizgiler, sarı işaretler örneklerinde olduğu gibi…)

Yıllar boyunca bazı renkler farklı özellikler, durumlar ve hareketlerle özdeş hale gelmiştir.

•Beyaz, gelinlik rengi olmasından da görüleceği gibi, saflığın rengidir.

•Siyah, Johnnie Walker Black Label’da olduğu gibi, lüksün rengidir.

•Mavi, bir at yarışında kazanan ata takılan mavi şeritte olduğu gibi, liderliğin rengidir.

•Mor, asaletin, imparatorluğun rengidir.

•Yeşil, çevrenin ve sağlığın rengidir, Greenpeace, Healthy Choice ve SnackWell’s’te olduğu gibi.

 MARKALARIN RENK SEÇİMİ

Brezilya da bir traktör şirketi için bir marka ismi ve rengi yaratmak için görevlendirilmiştik. Maxion ismini seçtik çünkü bir traktör için önemli bir unsur olan ?güç? mesajını aktarıyor gibi görünüyordu. Ancak bu yeni traktör markası hangi rengi kullanacaktı?John Deere yeşili kullanmıştı. Pazardaki ikinci markanın tercihi kırmızı idi. Bize kalan renk belliydi bir bakıma. Maxion mavi bir traktör ve mavi bir marka oldu.Mavi, bir traktör için iyi bir renk midir? Hayır, ama farklı bir marka kimliği yaratmak, doğru sembolik özelliğe sahip rengi kullanmaktan daha önemlidir.

Burger King ne renktir ?

Burger King liderin rengiyle kontrast halinde bir renk almaktansa, hamburgeri simgeleyen bir renk seçme hatasını yaptı. Hamburger ekmeğinin sarısıyla, etin turuncu-kırmızı rengini birleştirdi. Temiz bir logo ama kötü bir renk seçimi.

Bir süre önce Pepsi Cola ışığı daha doğrusu renkleri görmeye başladı. Elli yıl önce yapması gereken şeyi yapıyor artık. Ana rakibinin renginin tersini, markasının rengi yapıyor.

Pepsi mavi renge bürünüyor. Bir Concorde uçağını maviye boyayarak, dünyaya mavi renk mesajını verecek kadar da ileri gidiyor.

Dürüst olalım. Dünya Coca-Cola’nın işaretleriyle yıkanmış gibi geliyor değil mi ? Pepsi Cola’nın işaretlerini farkedebilmek zor değil mi ? Farklılaştırıcı bir renginin bulunmaması nedeniyle, Pepsi, Coca-Cola’nın kırmızısı altında neredeyse görülmüyor

11 Mayıs 2012 Cuma

CATERİNG


Catering kişilere ,kurumlara sunulan yemek hizmetlerinin bütünüdür.her türlü davet,organizasyon yahut kişilere özel sunumları ile yemek sorununu çözen kaliteli ve pratik bir yöntemdir. Catering uygulamaları yaşam hızımızı kolaylaştıran ,işgücü kaybımızı engelleyen ve zamanımızı sonderece yerinde kullanmamızı kolaylaştıran bir çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır.teknolojinin ve çalışma gücünün arttıgı günümüz şartlarında özellikle iş yerlerinin tercih ettigi bir sistem olmuştur çalışan personelin vakit kaybını önlemek,kaliteli ve lezzetli yemek çeşitliligi içerisinde motive etmek ayrıca çalışanların saglıklı ve düzgün beslenmelerini saglamak amacı güdülmektedir.catering sadece iş yerleri degil çeşitli büyük organizasyonlardada müthiş kolaylıklar saglayan bir yöntemdir.büyük davetler önemlidir ve yapılan hataların telafisi olmamaktadır o nedenle davet sahipleri kusursuz bir sunum görmek isterler tek başına bütün sorunların üstesinden gelmek zordur catering firmaları bu durumlarda en çok tercih edilen yöntem haline gelmektedir.

 "Catering"de referans önemlidir
 Bir catering firmasına güvenmek onunla çalışmak istiyorsanız yapıcağınız ilk iş o catering firmasının çalıştığı firmalara bakmak olucaktır.Çünkü bütün büyük firmalar yemek konusunda çok hassas davranırlar.Bu yüzden sizde eğer bir catering firması ile çalışmayı düşünüyorsanız lütfen öncelikle o catering firmasının referanslarını talep edin.

24 Nisan 2012 Salı

BMW'nin doguşu

BMW’nin hikayesi bir uçak motorları firmasında başlar. Tarih 1916′dır ve yer Bayerische Motoren Werke firmasıdır. 1930′lara kadar BMW’nin ana üretim tesisi olan bu şirket ilk başta EMW markasıyla üretmeye başlamıştı. Üretimi durdurmaları için yapılan baskılardan sonra “E”yi “B” harfine çevirince şirket, BMW ismi doğmuştu. Eski uçakların pilotları pervaneler önünde dönerken bir şey dikkatlerini çekmiştir; mavi beyaz bir renk dalgası oluşuyordur. Bu renk dalgasının verdiği ilhamla bunu bir logoya uygulamak istediler. Mavi ve Beyazlardan oluşan dört çeyrek üzerine BMW yazılan bu logo aslında Bavarian firmasının bayrağından alıntıydı. Bu logonun bir arabada kullanılması ama 13 sene sonradır.


Birinci dünya savaşından sonra BMW’nin uçak motoru üretmesi yasaklanınca, bu firma motorsiklet motoru üretmeye başlarlar ve 1923 yılında kendi motorsikletlerini üretirler. 1928′de Eisenach’ın Dixi Werke’sini satın alarak genişleyen BMW, 1929′daki büyük buhranın getirdiği ekonomik durumdan ötürü DA1′nin spor modeline odaklanıp diğer işlerinden çekilmek zorunda kaldı. Bu modelin adı BMW Wartburg olacaktı. Bu modelde siyah alanda büyük harflerle BMW yazıyordu.

1950′lere geldiğinde fırtınalı günler atlatılmış, ikinci dünya savaşının etkisi yavaşlamaya başlamıştı. 1962 yılında BMW 1500 Saloon versiyonunu çıkaran Alman sanayici Herbert Quandt tarafından kurtarıldı. Buda bugün bizim bildiğimiz yüksek sürücü tatminine önem veren BMW’nin doğuşu oldu. Bu yeni dönemde logo da revize edildi ve 1999 yılına kadar kullanılan o meşhur logo tasarlandı. 1999 yılından sonra bu logo üç boyutlu hale getirilerek kullanılmaya başladı.


17 Nisan 2012 Salı

SATIŞ?


 Toplumuzda ki satış ve pazarlama algısı, genel olarak ayırt edilmeyen ve bonus saç kıvrımları gibi iç içe geçmiş çözümlenmesi zor düğümlere benziyor. Bir çok sektörde yatırımcılar tarafından bile bu iki kavram halen tam olarak algılanmamaktadır. Toplumumuzda ki bu yaklaşımın altında, ver parayı al malı, parayı veren düdüğü çalar zihniyeti yatmaktadır.
Oysa satış; Profesyonel satışçılar için bir yaşam biçimidir.
Başarılı bir satışçı, önce kendisini, ardından çalıştığı firmayı ve sonrasında ürününü en iyi şekilde sunmakla mükelleftir.
Öncelikle bu iki tanımı ve yapılan işi biraz tarif etmek, sizin satış algınıza yönelik hedef belirlemeniz için faydalı olur diye düşünüyorum.
Satış ve Pazarlama arasında ki fark kavramı;
Pazarlama fikir ile başlayan, fikrin yatırıma dönüştürülüp hedef kitleye servis edilme anına kadar yapılan çalışmaların tümünü kapsamaktadır. Elbette devamlılık arz eden ticaretin olmazsa olmazıdır pazarlama.
Satış ise bir ürün veya hizmetin müşteri tarafından satın alınarak parasının ödenmesidir bir başka deyişle faturalandırılmış bir ürün veya hizmetin paraya dönüşmesidir. Pazarlamanın bir çok segmentleri olduğu gibi satışında kendi yapısı içinde dalları vardır.
Satış öncesi, satış anı ve satış sonrası gibi temel örnekler verecek olursak satışın olmazsa olmazları olan üç temel adımın altında bile bir çok adım sıralamak mümkündür.
Elbette satış ve pazarlama konusunu bütün yönleri ile bu yazıya sığdırabilmek mümkün değildir.
Satış ile ilgili daha belirleyici bir örnek verecek olursak;
Gündelik yaşamda kullandığımız bazı kavramlar, subjektiftir. Satış; bireyin kültürü, düşünceleri, duyguları, uğraşı alanı ve mesleğine göre farklı şeyler ifade edebilmektedir.
Satış Nedir?
Diye sorduğumuzda, profesyonel bir satışçıya göre anlamı ile müşteriye göre anlamı, subjektif olarak değişebilir.
Satış ile ilgili aşağıda bir kaç basit örnek verecek olursak siz nasıl algılarsınız acaba?
Sizce hangi tanım daha doğrudur?
1. Satış, satıcı ile alıcı arasında bir malın alıcıya verilmesi, bunun karşılığında bir fiyat, bir değer alınması yoluyla yapılan işlemdir.
2. Satış, insanları anlama sanatıdır. Alıcının bakış açısını ön görerek, mantıksal yaklaşım ve faydalı anlatımla karşıdaki insana güven verme yoluyla, samimi bağlantı kurarak, doğru sorular sorarak, müşterinin öncelik algısını değiştirebilme yeteneğidir.
3. Satış, ihtiyaçların karşılanması için belli bir bedel karşılığında mal ve veya hizmet satışı / satınalınmasını sağlamaktır.
Profesyonel bir satışçı için, satışın ne anlama geldiği ile bir tüketiciye göre satışın ne anlattığının yorumları farklı olabilir. Tezgahtara göre satış, gelir kazanmaya yönelik çalışma ve emek, tüketiciye göre ise ihtiyaçlarının temin edilmesidir.
Burada kişi, tezgahın arkasında mı? Yoksa tezgahın önünde mi? Sorusu ön plana çıkıyor.
Tezgahtar, sattığı ürünün fiyatını, özelliklerini, sağladığı faydayı, ödeme şekline ve miktarına göre ne kadar indirim yapabileceğini bilmesi, tüketiciye göstereceği yaklaşım, anlayış, güler yüz performansını etkiler.
Tüketiciye göre ise ihtiyaçları, bütçesi, zevkleri ve zamanın modası vb. faktörler satın almasını etkiler.
Verdiğim kısa örneklere bakıldığında satışın kendi başına bir sanat olduğunu görmemiz mümkün.
Satış bir diğer yönü ile duygu işidir. Bu nedenle ben dünya’da ki en iyi satışçıların siyasetçiler olduğuna inanıyorum.
Bir siyasi parti liderini düşünün! Seçim kampanyası çerçevesinde meydana çıktığında seçmenlere hitap etme esnasında ki duruşu, ses ritmi, proje vaadleri vb. bir çok konuda kendini, fikirlerini, idolojisini seçmene nasıl sattığını görmek aslında satışın önemini anlamak için oldukça yeterlidir.
http://www.habermerkezi.se/bm/satis-nedir

PAZARLAMA DÜNYASI NEREYE GİDİYOR

         

Şu bir gerçek ki, oranları ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, genç nüfustan çok, yaşlı nüfus artmaktadır. Her birkaç saniyede, bir kişi ellili yaşlara adım atıyor. Bununla birlikte, yeni nüfus, daha bilinçli, daha entelektüel birikime sahip olarak yaşamına devam etmektedir. Pazarlama dünyası, her ne kadar, geçmişten bu yana bütün stratejilerini genç nüfus üzerine kurgulasa da, yaşlı nüfus, yakın tarihte genç nüfusu geçeceğe benziyor. Gerçipazarlama dünyasının kimi uzmanları, bu değişimin farkına vararak, dikkatleri bu tarafa doğru çekmekte çalışıyor ama bu gidişat, yakın bir tarihte epey hız kazanacağa benziyor.Pazarlama dünyasının bu nüfusa yönelik proje üretmesi, bu tip insanların yaşamlarına hitap edecek satış taktiklerini oluşturulması, gelmekte olan süreçlerden biri olarak görünmektedir. Bu durum yakın zamanda, firmaların mal ve hizmet üretiminde, çeşitli değişikliklerin olacağı anlamına gelirken, bunların reklamlarının da, bu kesime ulaşılabilecek yeni mecralarda kullanılacağı anlamına gelmektedir. (http://www.habermerkezi.se/bm/pazarlama-dunyasi-nereye-gidiyor.html)

20 Mart 2012 Salı

Uyku Pozisyonuna Göre Kişilik Analizi


 Uyku üzerine araştırma ve analizler yapan uzmanlara göre, 6 ortak uyku pozisyonu ile farklıkişiliklerle ilişkili.
Yatış pozisyonu uykuya dalma ve sağlıklı uyku üzerinde oldukça etkili. Uyurken yatış pozisyonunuzun anlamlarını yazının devamında bulabilirsiniz.

Fetus / cenin yatışı:
Cenin şeklinde yani anne karnındaymış gibi kıvrılarak yatmak, dışa dönük ancak duygusal, hassas bir kalbe sahip olduğunuzu gösteriyor. Bu tür kişiler birisiyle ilk buluşmalarında utangaç olabilir ancak kısa sürede rahatlarlarAraştırmalarda 1000 kişiden % 41′i bu şekilde uyuduğu belirlenmiş. Kadınların erkeklerden 2 kat daha fazla bu poziyonda uyuduğu da tespit edilen diğer bir bulgu..
Kollar yanda dik yatış:
Çoğu kişi kollarını her iki tarafa sarkıtıp dik şekilde uyuyamaz. Bu şekilde uyuyunlar rahat, kalabalığa alışkın, yabancılara güvenen, sosyal insanlardır… Buna rağmen, bazen kolay aldanabilirler..
Yaşlı duruşunda yatış:
Her iki kolunu kıvırarak ellerini yastığın yanına veya omuz hizasına koyan kişiler doğal insanlardır. Şüpheci, kuşkucu, iyiliğe şüpheyle bakan özellikler taşıyabilirler. Düşünceleri nizde yardımcı olurlar. Genellikle ilgi odağı olmaktan hoşlanmazlar.
Hangi pozisyon sağlıklı?
Sağlık açısından yüzü koyun yatmak sindirimi durdurur, deniz yıldızı ve asker pozisyonlarında horlama ile sıkça karşılaşılır, kötü uyunmasına neden olur. Midenin baskılanmadığı, kolay nefes alınan düz bir yatış gece boyunca sağlıklıdır.
Rahat uyku sağlar, horlamayı azaltır. Uyuyan kişiler nasıl yattığının farkında olmadığı için, bu şekilde yattıklarında bile çok iyi yku uyumaları her zaman mümkün olmayabilir. Bu türaraştırmalarda ayrıca, çoğu insanın uyku pozisyonunu değiştirmekten hoşlanmadığını da ortaya koyuyor. Buna göre insanların sadece % 5′i her gece farklı bir pozisyonda uyuduğunu belirtiyor.

ZONGULDAK;

   Dağların eteklerine kurulmuş,yamaçların çok fazla olduğu bir kent.Merkez çarşının bulunduğu kıyıya gittiğinizde kafanızı kaldırıp çevrenize bakın tamamen yeşilin boy gösterdiği dağların eteklerine kurulmuş şehri çok rahat görebiliyorsunuz.Hatta şehir gezim sırasında zonguldağın yerlisi olarak kendisini tanıtan bey amcadan aldığım bilgide;yamaçlara kurulmuş olan bazı mahallelere çöp arabası çıkamıyormuş,çöp toplanmaya çözüm olarak ise katırlar kullanılıyormuş.Bunu duyduğum anda o manzarayı hayal ettim ve eşsiz tarihimiz aklıma geldi.Gerçekten Zonguldak her anlamda tarihimizi en güzel şekilde turizme sunan bir kentimiz. Zonguldak resimleri için..http://ismaileroglu35.blogspot.com/p/gezmece_10.html

Dipnot: Zonguldak seyahatimde konakladığım Emirgan Otel; konumu, yeşil ve maviyi en güzel şekilde yansıtan manzarası ve en önemlisi tüm personelin ilgi ve hizmet anlayışından dolayı çok teşekkür eder şiddetle tavsiye ederim.

10 Mart 2011 Perşembe

Termal denilince cvp: sıcak su :)

TERMAL NEDİR?

Termominarel su banyosu ,içme , inhalasyon,çamur banyosu gibi çeşitli tedavi yöntemlerinin yanında iklim kürü ,fizik tedavi ,rehabitasyon,egsersiz,psikoterapi,diyet gibi destek tedavilerinin birleştirilmesi ile yapılan uygulamalara termal (doğal) tedavi adı verilmektedir.

Çağlardan beri bilinen doğal sağlık tedavisi, kaplıca tedavisi, Türkiye'deki termal merkezlerden sağlanabilir.

Bu termal kaynaklar romatizma hastalıklarına, hepatit ve kan hastalıklarına, metabolik bozukluklara, doğum hastalıklarına ve ameliyat sonrası sorunlara iyi gelmektedir.

Ülkemiz bu konuda en iyi kaynaklara sahiptir.Afyon,Balıkesir,Yalova,Kütahya,Kusadası Davutlar,Denizli Pamukkale,Çeşme,Sivas,Muğla gibi bölgelerimiz sadece bilinen kaynaklarımızdır.Türkiye'de son araştırmalara göre yılda 6milyon ton termal su boşa akmaktadır.Peki nedeni yine bizim bilinçsizliğimiz olabilirmi?



1 Mart 2011 Salı

AKBANK

Son dönemde zevkle izlediğim reklamların başında geliyor AKBANK Reklamları

Harika figürler oluşturuyor onlarca insan... Bir bakıyorsunuz DOSTLUK mesajı ile çaybardağı oluveriyorlar, bir bakıyorsunuz KELEBEK olup Özgrlüğü sembolize ediyorlar.
İnanılmaz keyif alıyorum bu reklamı izlemekten. Huşuu içinde izliyoruz ailece.
Bireylerin TAKIM Olarak hareket ettiği ve bir topluluk olarak mesaj verdiği çok kaliteli bir reklam olmuş. Reklamı yapan şirketi Yaratıcılığı için tebrik etmek gerekir diye düşünüyorum...

27 Şubat 2011 Pazar

ŞEHİR MARKALAŞMASI

Moda şehri Milano, romantizmin başkenti Paris, Cannes film festivali… Türkiye’nin adını bilmeyen yabancı insanların, yalnızca İstanbul dendiğinde, boğaz, şiş kebap diye saymaya koyulduğunu duymuşsunuzdur. Evet günümüzde, ülkelerden ziyade şehirler ön plana çıkmakta, ülkelerin itibarlarını şehirleri belirlemekte.


Bunun sebebi, farklı bölgelerdeki farklı şehirlerin oluşturduğu ülkenin, homojen bir yapıya sahip olmaması; farklı iklimlere, farklı şehirlerinde farklı sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel altyapılara sahip olmasındandır. Ülkeyi oluşturan şehirlerin her birinin kendine ait önplana çıkan farklı yönleri olduğundan, insanların zihninde bir ülke için, tutarlı bir algı oluşturmak neredeyse olanaksızlaşıyor. Bu özellikle turizmde belirginleşiyor. İnsanlar tatil için Fransa’ya, İtalya’ya gitmiyor. Paris’e, Venedik’e, Dubai’ye gidiyor. Ülkelere burada düşen en büyük görev ise, şehirlerinin markalaşmasının önünü açmak ve markalaşan şehirlerin ülke ekonomisine katkısını arttırmak için doğru politikalar üretmek olarak görünüyor.


Markalaşmak, uzun soluklu, emek, sabır ve yatırım gerektiren stratejik bir iş. Marka olma yolunda, farklılıklarınızın farkına varıp, ya da yeni farklılıklar oluşturup, bunları doğru şekilde aktarmak gerekiyor. Algıda oluşturduğunuz farkı, gerçek hayatta da yansıtabilirseniz, o zaman algınız güçleniyor ve markalaşmaya başlıyorsunuz.



BMW'nin doguşu

BMW’nin hikayesi bir uçak motorları firmasında başlar. Tarih 1916′dır ve yer Bayerische Motoren Werke firmasıdır. 1930′lara kadar BMW’nin ana üretim tesisi olan bu şirket ilk başta EMW markasıyla üretmeye başlamıştı. Üretimi durdurmaları için yapılan baskılardan sonra “E”yi “B” harfine çevirince şirket, BMW ismi doğmuştu. Eski uçakların pilotları pervaneler önünde dönerken bir şey dikkatlerini çekmiştir; mavi beyaz bir renk dalgası oluşuyordur. Bu renk dalgasının verdiği ilhamla bunu bir logoya uygulamak istediler. Mavi ve Beyazlardan oluşan dört çeyrek üzerine BMW yazılan bu logo aslında Bavarian firmasının bayrağından alıntıydı. Bu logonun bir arabada kullanılması ama 13 sene sonradır.


Birinci dünya savaşından sonra BMW’nin uçak motoru üretmesi yasaklanınca, bu firma motorsiklet motoru üretmeye başlarlar ve 1923 yılında kendi motorsikletlerini üretirler. 1928′de Eisenach’ın Dixi Werke’sini satın alarak genişleyen BMW, 1929′daki büyük buhranın getirdiği ekonomik durumdan ötürü DA1′nin spor modeline odaklanıp diğer işlerinden çekilmek zorunda kaldı. Bu modelin adı BMW Wartburg olacaktı. Bu modelde siyah alanda büyük harflerle BMW yazıyordu.

1950′lere geldiğinde fırtınalı günler atlatılmış, ikinci dünya savaşının etkisi yavaşlamaya başlamıştı. 1962 yılında BMW 1500 Saloon versiyonunu çıkaran Alman sanayici Herbert Quandt tarafından kurtarıldı. Buda bugün bizim bildiğimiz yüksek sürücü tatminine önem veren BMW’nin doğuşu oldu. Bu yeni dönemde logo da revize edildi ve 1999 yılına kadar kullanılan o meşhur logo tasarlandı. 1999 yılından sonra bu logo üç boyutlu hale getirilerek kullanılmaya başladı.

*Geçmişten bugüne BMW logoları;


19 Şubat 2010 Cuma

İstanbulll

ISTANBUL'un TARIHÇESI VE FETHI


Istanbul'un tarihi 300 bin yil önceye kadar uzanir. Küçükçekmece gölü kenarinda bulunan Yarimburgaz magarasinda yapilan kazilarda insan kültürüne ait ilk izlere rastlanmistir. Bu dönemde gölün çevresinde Neolitik ve Kalkolitik insanlarin yasadigi sanilmaktadir. Çesitli dönemlerde yapilan kazilarda, Dudullu yakinlarinda Alt Paleolitik Çag'a, Agaçli yakinlarinda ise, Orta Paleolitik Çag ile Üst Paleolitik Çag'a özgü aletlere rastlanmistir. 5000 yillarindan itibaren basta Kadiköy Fikirtepe olmak üzere Çatalca, Dudullu, Ümraniye, Pendik, Davutpasa, Kilyos ve Ambarli'da yogun bir yerlesimin basladigi sanilmaktadir. Ama bugünkü Istanbul'un temelleri M.Ö. 7. yüzyilda atilmistir. M.S. 4. Yüzyilda Imparator Constantin tarafindan yeniden insa edilip, baskent yapilmis; o günden sonra da yaklasik 16 asir boyunca Roma, Bizans ve Osmanli dönemlerinde baskentlik sifatini sürdürmüstür. Ayni zamanda, Imparator Constantis ile birlikte Hristiyanligin merkezlerinden biri olan Istanbul, 1453'te Osmanlilar tarafindan fethedildikten sonra Müslümanlarin en önemli kentlerinden biri sayilmistir
Istanbul'da Tarihi Yerlerin Listesi:

Gotlar Sutunu -Çemberlitas -Beyazit Meydani -Süleymaniye Camii -Kapali Çarsi -El Isi Türk Halilari -Kariye Müzesi -Tekfur Sarayi -Sehir Surlari -Yedikule -Eyüp Sultan Cami -Haliç -Misir Çarsisi -Valide Cami -Rüstempasa Cami -Galata -Galata Kulesi -Mehter -Dolmabahçe Sarayi -Resim Heykel Müzesi -Deniz Müzesi -Yildiz Sarayi -Çiragan Sarayi-Beylerbeyi Sarayi -Anadolu Hisari -Rumeli Hisari -Kiz Kulesi

Afyonkarahisar

Afyonkarahisar Tarihi Eserler Ve Turistik Bilgiler

Afyon, beş bin senelik bir yerleşim merkezidir. Tarihi eserler bakımından çok zengindir. Hitit ve Frigyalılara ait tarihi kalıntılar, Selçuklu ve Osmanlı devrine ait zengin eserler vardır. Kaplıcaları dolayısıyla turizm bakımında da hareketlidir. Tarihi ve turistik eserlerinden bazıları şunlardır : Afyon Kalesi: Afyon Kalesini Etiler yapmış ve Frigyalılar tamir ettirmişlerdir. Kale savunma bakımından olduğu gibi manzarası ve heybeti bakımından da göze çarpıcıdır. Kale 226 m yüksekliktedir.
Toprakkale: Şuhut’a 6 km uzaklıktaki Senir köyü yakınlarındadır. 2000 metre yükseklikte bir tepenin üzerindedir. Günümüze yıkıntıları kalmıştır.


Ulu Cami: Selçuklu devrinin şehirdeki en önemli eseridir. Selçuklu valisi Sahib Ata Fahreddin Ali’nin oğlu Nusreddin Hasan Bey tarafından 1273 tarihinde yapılmıştır. Mimarı Emirhac Beydir. Caminin içindeki nakışlar Nakkaş Mahmud oğlu Hacı Murad’a aittir. Sonra yapılan tamiratta ilk şekil muhafaza edilmiştir.

Arasta Mescidi: 1355’te Hacı İsmail bin Mehmed tarafından yaptırılmış olup, dükkanlarla çevrili olduğundan, Arasta Mescidi diye meşhur olmuştur. Kare biçimindedir. Minaresi kısa ve tek şerefelidir. Caminin kubbesi dört duvar üstüne oturtulmuştur.


Mısri Camii: 1483’te Sakkancıoğlu Evliya Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kesme ve moloz taştandır. İki büyük kubbeyle örtülüdür. Mihrabında mavinin çeşitli tonlarında çiniler vardır. Minberi mermerdendir. Caminin yanında Akşemseddin’in halifesi Abdürrahim Karahisari’nin türbesi vardır
 
Bolvadin Rüstem Paşa Camii: Sadrazam Rüstem Paşa tarafından, Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Sultan Abdülmecid Han zamanında tamir görmüştür. Üzeri sekiz pencereli bir kubbeyle örtülü olup, kalem işi süslerle bezenmiştir.

URFA - BALIKLI GÖL

                         
   Urfa şehir merkezindeki göl kutsal balıkları ve çevresinde bulunan tarihi eserlerle çok turist çeken bir yöredir.Süper bir şehirdir,buram buram tarih kokan şehirdir,kültürüne bağlıdır urfa. Göldeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edilerek yenilmemektedir balıklı gölde. Eski bir rivayete göre Anadolu toprakları tümü işgal durumuna düşerse bu kutsal balıklar melek asker olup,kurtuluş savaşlarına katılacağına inanılıyor. Kutsal balıklara da asker balık deniliyor.Bunun gibi birçok sözler,rivayetler dinledim Urfa'ya yolum düşmeden önce,fakat Şanlıurfa'yı kendi gözlerimle gördüğümde söylenenlerin yazılanların ne kadarda eksik az olduğunu farkettim.
   Şanlıurfa gezdiğim birçok şehirden çok daha fazla etkiledi beni.Özellikle tarih kitaplarını okurken kafanız içinde kurguladığınız o hayal ettiğiniz şehrin sanki aynısı.Sanki siz tarih kitabını okurken birisi kafanızın içine girmiş kurgularınızın fotolarını çekmiş ve Urfa'yı bu fotoya göre tasarlamış.İnsanların sıcak kanlılığı,kültürüne olan bağlılığı insanı hayran bırakıyor.Şehri gerçekten anlatamazsınız yani ben anlatamam kesinlikle görülmesi gereken bir yer,herşeyden önce balıklı göl insanı resmen kilitliyor ve kendisine aşık ediyor.Sizde farketmişsinizdir şehir hakkında şurda şu var burda bu var diyemiyorum sadece duygularımı paylaşıyorum çünkü söylediğimde büyüsü bozulacak gibi geliyor bana o yüzden en büyük tavsiyem Urfayı 1 günde olsa yaşayın..  

Tekirdağ

                                  
ÜÇ KEMALLER DİYARI TEKİRDAĞ

Tekirdağ ve topraklarını “Üç Kemaller Diyarı” olarak nitelemek yanlış olmaz. Atatürk’ün hürriyet aşkının ilk kıvılcımlarını aldığı vatan ve özgürlük şairi Namık Kemal Tekirdağ’lıdır. İkinci Kemal, Mustafa Kemal Atatürk’tür. Topraklarını önemli tarihsel olaylarla ilgili olarak beş kez şereflendirdiği Tekirdağ’da; 23 Ağustos 1928 tarihinde harf devrimi ile ilgili olarak Tekirdağ ve Tekirdağ’lılardan memnunluğunu şu içten sözlerle ifade ediyordu; “…az zaman sonra ve Türk harfleriyle, göz kamaştırıcı Türk manevi inkişafının vasıl olabileceği kudret ve itibarın beynelmilel seviyesini gözlerimi kapayarak şimdiden o kadar parlak görüyorum ki, bu manzara beni gayşediyor (Kendimden geçiriyor). Ben yalnız bu gün Tekirdağlılarda sezdiğim ruh ve hissihalete, yalnız buna dahi istinaden kat’i olarak beyan edebilirim ki, bütün Türk Milleti bu mesele de benim gördüğümü, benim hissettiğimi aynen görmekte ve hissetmektedir...”

“Üç Kemaller Diyarı Tekirdağ” derken, üçüncü Kemal, gene Balkanlar’da (Üsküp) doğmuş büyük şair Yahya Kemal Beyatlı’dır. Kendisi; Atatürk döneminde 1 Mart 1935’te V.Dönem ve 3 Nisan 1939’da VI.Dönem Tekirdağ Milletvekilliğini yapmış, Tekirdağ’a olan bağlılığını ve ilgisini şiirinde “Fetihler Ufku Tekirdağ” sözleriyle ifade etmiştir. İşte bu nedenle Tekirdağ’dan “Üç Kemaller Diyarı Tekirdağ” diye söz etmek yanlış ve anlamsız sayılmamalıdır

izmir-Agora

İZMİR;
   İzmir benim ikinci memleketim gibi,belki izmir doğumlu değilim ama annemin izmirli olması ve yıllardır izmirde olmamdan dolayı olsa gerek kendimi buraya ait hissettiğim zamanlar çok oluyor.İzmir sıcak kanlı insanlarıyla,güneşiyle,kordonuyla,deniziyle ve kıyı kasabalarıyla gerçekten yaşanacak bir şehir.Fakat izmirin kıymetini kimse bilmiyor gibi;şehirde yenilik adına hiçbir şey yok,bulmak da mümkün değil.Sanki yaşayanlar izmirin hiç gelişmesini istemiyor gibiler.Böylesine güzel bir şehrin güzelliklerini herkese kanıtlamak için şehri bir marka haline getirmek için izmirlilerin ve izmirde yaşayanların daha çok bilinçlenmesi şehre sahip çıkması kültürel güzelliklerini koruması gerektiğine inanıyorum.İzmir de insanın sıkılmak gibi bir durumu asla yoktur; Tarihi kemeraltı çarşısı,Konak meydanı,alsancağı,kordonu,fuar alanı,inciraltısı,agorası ve daha aklıma gelmeyen daha birçok yer...

AGORA
   İzmir'in Namazgah - Tilkilik mevkiindeki Roma dönemine ait devlet agorasının büyük bir bölümü ortaya çıkarılmıştır. 1927 yılında başlayan kazılar sırasında ortaya çıkarılan Poseidon, Demeter ve Artemis heykelleri İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.
     İzmir şehrinin M.S. 178 yüzyılda yaşadığı büyük depremde zarar gören Agora, İmparator Marküs Averlius'un yardımlarıyla yeniden inşa edilmiştir.

Etiketler

“PAZARLAMA (1) *DÜNYA MARKALARI* (10) *Güncel* (1) *iş-Eğitim Fırsatları* (1) *KENT REHBERİ* (4) *makaleler* (2) 2012 yılının markası kim seçildi (1) 25.kare (1) 25.KARE GERÇEĞİ (1) 50 marka arasına girdi (1) AFYON tarihi (1) AKBANK (1) AKBANK REKLAMLARI (1) alışveriş (1) Ali Ülker (1) altınyıldız (1) Altınyıldız giyim (1) AMBALAJ (1) anlatımlı dersler (1) Apple (2) Apple Kutusu (2) aşk (2) aşk karın doyururmu (1) aşk makalesi (1) aşk mı kariyer mi? (1) Audi (1) Audi nin yasaklanan reklamı. (1) ayder yaylası (2) bahçeşehir üniversitesi (1) Balıklıgöl (1) Başarılı İnsanların 100 Sırrı (1) BAYAN (1) Bayanlar bu Teknolojiye Bayılacak (1) bayanlar için (1) bayanlar ne ister (1) bayanlar nerde çalışmalı (1) bayrak (1) Beko'nun doğuşu (1) belek otelleri (1) beyaz eşya devi (1) Beynimizin Bize Oynadığı Bir Oyun :) (1) bilbord reklamları (1) Bilinçaltı Pazarlama (3) Bir dünya markası (1) bira (1) BMW (2) bmw auidi farkı (1) bmw hangi ülkenin malı (1) bmw kimin (1) Bmw nerde üretiliyor (1) bmw'nin doğuşu (2) bodrum otelleri (1) cannes lions uluslar arası yaracılık festivali (1) CATERİNG (1) catering hizmetleri (1) coca cola (1) Coca cola'nın doğuşu (1) Crystal Hotels (1) çekicilik (1) devremülk (1) DIŞ GÖRÜNÜŞ.İSMAİL EROGLU (1) dış görünüşün önemi (1) dilenci (1) Doğan burda dergi grubu (1) doğru uyuma (1) dubai (1) dünya (30) dünya markaları (1) Dünyanın en çok izlenen ödüllü videosu (GÜLÜMSE) (1) Dünyanın En Pahalı Reklamı (1) Dünyanın Kalbi (2) efes bira (1) Efes pilsen (1) Ekonomik oteller (2) el çabukluğu (1) en çok izlenen video (1) en güel reklam (1) en güzel evler (1) en güzel şehir (1) en güzel şehirler (1) en iyi araç (1) en iyi motivasyon konuşması (1) en iyi reklam (1) En iyi reklamlar (2) en pahalı reklam (1) en tutulan reklamlar (1) enzo ferrari (1) etiket (1) ev mimari (1) FACEBOOK (1) facebook kimin (1) Facebook nasıl oluştu (1) Facebook'un doğuşu (1) ferranini doğuşu (1) Ferrari (1) genç aslanlar (1) gerilla (1) Gerilla Pazarlama (1) gezmece (13) gizli reklam (1) Google (1) google de reklam (1) google kimin (1) google kuruluşu (1) google nasıl reklam vericez (1) google reklamları (1) GÖKKUŞAĞI (1) göz yanılması (1) GÖZLERİNİZE İNANAMAYACAKSINIZ :) (1) Gülmece (1) gülmek istiyorum (1) Güncel (1) halisilasyon videoları (1) Hangi sektörde Çok bayan çalışıyor (1) hazır giyim (1) hazır yemek (1) hız (1) http://www.victoriasecret.com.tr/ (1) ilginç reklamlar (5) İNANMAK+İSTİKRAR=BAŞARI (1) İNSAN HAKLARII(ÖDÜLLÜ VİDEO) (1) internet (1) internet reklamcılığı (1) internet reklamı (1) İSMAİL EROGLU (10) İSMAİL EROĞLU (58) isTANBUL (4) İstanbul tarihi (2) iş ilanları (1) iş imkanları (1) İZMİR (1) izmir catering (1) İZMİR haberleri (1) İZMİR KIZLARI (1) jeans (1) jeep (1) kadın çalışanlar (1) kadınlar (2) kadınlar erkek de neyi sevmezler (1) kadınlar ne ister (2) Kadınlara nasıl davranılmalı (1) kadınları nasıl etkileriz (1) kadınların bulunduğu 10 sektör (1) Kahve sunumu (1) kalite (1) kara inci (1) karadeniz (1) Karadeniz halkı (1) karadeniz iklimi (1) karadeniz tatili (1) karadeniz turları (1) karadenizde nereye gidilmeli (1) karikatür (1) KARMA RENKLER (1) KELİMELERİN GÜCÜ (1) kelimelerle dans (1) KENT REHBERİ (2) kız kulesi (2) Kilit şirketler grubu (1) kişilik analizi (1) kişisel gelişim (1) kişisel marka (1) kömür madenleri (1) küreselleşme (1) makale (1) makaleler (2) makina reklamı (1) marka (29) Marka bağlılığı nedir (1) marka değeri (1) marka değeri nedir (1) marka hakları (1) Marka hikayeleri (1) marka misyonları (1) marka nedir (1) MARKA Ödülü (1) marka vizyonu (1) marka.yükselen markalar (1) markaların hikayeleri (1) Markaların rengi (1) markalaşma (4) Marketing (2) Marlboro (1) Mavi (1) mavi jeans (1) Mavi jeans nasıl marka oldu (1) Meşhur evler (1) Microsoft (1) milano (1) misyon nedir (1) misyon vizyon (1) nasıl marka olunur (3) nasıl motive olunur (1) nasıl uyumalıyım (1) neden bmw (1) nedir (1) Osmanlı (2) Osmanlı tarihi (2) ödüllü video (1) pahalı reklam (1) paris (1) Pazar (1) pazarlama (14) pazarlama dünyası (1) pazarlama kavramı (1) pazarlama nedir (1) pazarlama stratejileri (4) pazarlama tanımı (1) Pazarlama teknikleri (1) pazarlama videoları (1) pazarlanan ürünler (1) REKLAM (7) reklam dünyası (1) reklam festivali (1) reklamcılık (1) reklamlar (8) reklamlarda 25.kare (1) RENKLER (1) renkler ve anlamları (1) renklerin anlamı (1) RENKLERİN DİLİ (1) resim (1) rize (2) Rusya'nın 25.kare önlemi (1) Safranbolu (2) safranbolu evleri (2) Safranbolu nasıl (1) Safranbolu nerde (1) safranbolu otelleri (1) Safranbolu tarihi (1) Safranbolu tatili (1) sağlık (1) sağlıklı uyku için (1) sağlıklı uyku pozisyonu (1) sanat çalışmaları (1) satış (2) satış ilişkileri (1) satış pazarlama (1) satış taktikleri (1) satış teknikleri (1) side otelleri (1) sinema nasıl markalaşır (1) siyah elmas (1) siyah inci (2) son teknoloji (1) Süleyman kilit (1) Şanlıurfa (1) şans (1) şaşırtan videolar (1) şehir markalaşması (2) TAKIM ÇALIŞMASI (1) takım elbise (1) Tarih (1) tarihi mimariler (1) tatil (3) tatil kentleri (1) tatil rehberi (1) TEKİRDAĞ KÖFTESİ (1) Tekirdağ tarihi (1) teknoloji (1) termal (1) Trabzon (2) Trabzonspor (2) turizmde yerli markalar (1) Turkcelin doğuşu (1) Turkcell (1) Turkcell kimin (1) TURKİSHTİME (1) Tüketici (1) TÜRK Bayrağı (1) Türk kahvesi sunumu (1) Türk markası (2) Türk sineması (1) Türk sinemasını markalaştırmak (1) TÜRKİYE (2) Türkiyenin en güzel yeri (3) ucuz beyazeşya (1) Urfa (1) Urfa balıklıgöl (1) Ülker (1) üretim farkı (1) üretim süreci (1) ürün (21) ürün yerleştirme (1) venedik (1) Victorıa secret (1) victoria secret'ın doğuşu (1) vizyon nedir (1) volkan (1) volkan itfaiye (1) volkan online (1) web de reklam nasıl verilir (1) WEP (1) www.altınyıldız.com (1) www.apple.com (1) www.beko.com (1) www.facebook.com (1) yaratıcı reklamlar (1) yaratıcılık (1) yaratıcılık festivali (1) Yaratıcılıkkkk (1) Yaratıcılıkkkk :) (1) yatış şekilleri (1) yemek organizasyonları (1) yenı trendler (1) yeni mazalar (1) yeni nesil reklamlar (1) yeni pazarlama taktikleri (1) yeni reklamlar (1) YENİLİK (1) yerli malı (1) Yerli markalar (2) yeşil mavi (1) Yılın en yaratıcı reklamı (2) yılın marka ödülü (1) yükselen yıldız (1) ZONGULDAK (15) zonguldak kömürü (1) Zonguldak otelleri (1) zonguldak yorumları (1)